Mikrobiyoloji
Şaşırtıcı 10 Antibiyotik Kaynağı
Akademisyenler yeni ilaçlar için alışkın olmadığımız kaynaklarda yeni antibiyotik avını sürdürmekte. İnsan burnundan karıncalara, inek midesinden yılan kanına kadar geniş bir alanda araştırmalarını sürdürmekteler.
Alman araştırıcılar, her on insandan birinin burnundaki bakterilerin yeni bir antiyotik geliştirilmesi için önemli bir kaynak olduğunu söylemekte. Dirençli MRSA’dan vancomycin dirençli enterococci’ye kadar pek çok bakteri için bu yeni bileşik lugdunin.
İşte en ilginç 10 antibiyotik avı noktası :
1-) Karıncalar
Tropikal karıncaların üstünde ve içinde yaşayan antimikrobiyal ve antifungal bileşikler dünya çapında çeşitli araştırmacılarca araştırılmakta.
Attine ( yaprak kesen) karıncalar fungal bahçelerini korumak için kutikulalarında taşıdıkları actinomycete bakterilerinin salgıladıkları antibiyotiklerden faydalanmakta. ağaçta yaşayan ve bitki özü ile beslenen ince Afrika karıncaları ve Amerikan allomerus karıncaları gram-negatif bakterilerden faydalanarak üstünde yaşadıkları bitkiyi bitki patojenlerinden korumakta.
2-) Timsah Kanı
Timsahlar pek çok sıra dışı özellikleriyle bilinen hayvanlar. Yaralandıkları zaman diğer pek çok hayvana göre çok daha hızlı ve çabuk iyileşmekte bu sıra dışı özelliklerinden biri. Bu özellikten yola çıkan araştırmacılarca tai timsahlarının kanının yeni bir antibakteriyel bileşik kaynağı olabileceği tespit edilmiş. Timsah kanındaki hemoglobin yüksek seviyede dirençli olan Klebsiella pneumoniae ve Pseudomonas aeruginosa bakterilerini öldürdüğü tespit edilmiş.
3-) İnek İşkembesi
İneklerin işkembeleri ve sindirim sistemlerinin mikrobiyal olarak çok zengin bir faunaya sahip oldu bilinen bir gerçek. Rumen mikroorganizmalarından 100 yeni antimikrobiyal madde adayı teşhis edilmiş. Bu adayların klinik önce testleri hızla sürmekte.
4-) Kir, Çöl ve Sokak
Toprak bakterileri antibiyotikler için önemli bir kaynak. Yürütülen çalışmada, çok kuru ortamlar ve topraklı ortamlar örneklenmiş. Gobi ve Arap çölleri ile yüksek Tibet platolarındaki ekstrem çevreler de örneklenmiş.
5-) Kurbağa derisi ve köpük
Kurbağalar derilerindeki ölümcül maddelerle biliniyorlar. Bu bilgiden yola çıkarak diğer pek çok kurbağa türü de test edilmiş. Karayip Tungaran kurbağası bacaklarından yumurtalarını korumak için bir köpük salgılamakta. Araştırmacılar tarafından bu köpüğün, yavaş salınımlı antimikrobiyaller içerdiği tespit edilmiş.
6-) Bal
Yüz yıllardır mucizevi özellikleri ile bal ön plana çıkan bir madde. Manuka ağacının nektarından yapılan bak ise mikrobiyal özellikler sergilemekte. MRSA çalışmalarında Manuka balı ve baldan elde edilen bileşikler de denenmekte.
7-) Kurtçuk ve Hamamböcekleri
Kurtçuk salgıları, hamamböceği beyni ve arı canavarı yabanarıları da çeşitli mikrobiyaller içermekte. Bu bilgiden yola çıkarak kurtçuk terapisi uygulanan hastalar bulunmakta. #loveamaggot tagi ile kampanya yürütmekteler.
8-) Ortaçağ Kütüphaneleri
AncientBioteics Konsorsiyumu Anglo-Sakson metinlerinde eski tarifleri ve enfeksiyon terapilerini araştırıyorlar. Tarihten gelen bilginin günümüzde de kullanılabilir olması için kütüphanelerde derin araştırma yapıyorlar.
9-) Köpek balıkları
Köpek balıklarının bağışıklık sisteminin çok güçlü olduğu ve özellikle enfeksiyonlara karşı koruyucu olduğu bilinen bir gerçek. Bu noktadan yola çıkan araştırmacılar, köpek balıklarından elde edilen bileşiklerin antimikrobiyal özelliklerini araştırmaktalar. Araştırmada elde edilen squalamin bileşiğinin insan patojenlerine karşı (Pseudomonas aeruginosa, dengue virüsü, hepatit) da oldukça etkili olduğu bulunmuş.
10-) Yılanlar
Rodent (kemirgen) tüketen canlıların nasıl oluyorda rodentlerdeki pek çok patojen mikroorganizmaya karşı dirençli olduğunu merak eden araştırmacılar bu konuyu kobra yılanlarında araştırmaya başlamışlar. Kara kobra yılanlarının kan, safra kesesi ve akciğerleri başta olmak üzere organlarının pek çok insan patojeni bakteri, fungus ve amipler üzerinde etkili olduğunu ortaya çıkarmışlar.