Biyoteknoloji / Sağlık
MAVİ IŞIK DNA’MIZI ETKİLİYOR
Uzun süreli mavi ışık maruziyeti ömrümüzü kısaltabilir. Mavi ışığın illa gözlerden girmesi de gerekmiyor. Işığa bakmasanız bile ekranlardan yayılan mavi ışık doğrudan DNA’ya nüfuz edebiliyor.
Amerika’da Oregon State Üniversitesi’ndeki araştırmacılar ışık saçan diyotlardan yayılan mavi dalga boyunun retina ve beyin hücrelerini etkileyebildiğini keşfetti. Araştırmacılar “Drosophila” adlı meyve sineğinde mavi ışığın organizma üzerindeki etkilerini daha ayrıntılı bir şekilde incelediler. Bulgularını da Aging and Mechanisms of Disease Dergisi’nde yayınladılar. Araştırmacıların Drosophila’da çalışmaları büyük önem arz ediyor; çünkü bu model organizma insanlar ve diğer hayvanlar ile pek çok hücresel ortak özellik barındırıyor.
Mavi Işık Sirkadyen Ritmi Bozuyor
Mavi ışığın melatonin hormon düzeylerini azalttığı ve sirkadyen ritmi bozduğu biliniyordu. Uzmanlardan her zaman yatmadan 1-2 saat önce telefon ve bilgisayar kullanımını sonlandırmak gerektiği tavsiyesini duymuşsunuzdur. Beyin vücudu tamir edecek melatonin hormonunu salgılamak için gece olduğunu anlamalıdır. Ekran ışıkları, ev ve sokak lambaları ile biz beynimize gece olduğu ve uyumamız gerektiği mesajını veremiyoruz. Beynin ve vücudun kendini onaramaması da yaşlanmanın etkenlerinden biridir.
Bilim insanları sinekleri 3 gruba ayırdılar. 1. grup 12 saat içinde mavi ışık olan odada bekletildi, 12 saat karanlıkta tutuldu. 2. grup 24 saat boyunca tamamen karanlıkta bekletildi. 3. grup ise mavi ışıktan arındırılmış bir şekilde tutuldu. 1. grupta mavi ışık alan sineklerin hareket kabiliyetleri diğer gruplardaki sineklerden daha kötü olmaya başladı. Evimizde sineklerin duvara, perdeye tutunup saatlerce kalabildiğini görürüz. Günlerce 12 saat mavi ışığa maruz kalan sineklerin yüzeye tutunma ve tırmanma becerileri çok azaldı.
Işığı Görmeseniz Bile Etkilerini Hissediyorsunuz
Araştırmacıların çalıştıkları sineklerin bazıları mutanttı ve gözleri yoktu. Gözler olmadığına göre ışığın vücuda gireceği bir tek yer de kapanmıştı. Ancak hiçbir şey değişmedi. Gözlerin olmaması mavi ışığın verdiği zararı azaltmadı. Işıkta bekletilen sineklerin hareket becerileri yine zarar görmüştü. Bu da bize mavi ışığın doğrudan hücrelere nüfuz edip zarar verebildiğini gösteriyor.
Nöronları zarar görev sinekler eskisi gibi çevik hareket edemiyordu. Ancak mavi ışığın zararları bununla bitmedi. Işık şaşırtıcı bir şekilde yaşlanma sürecini de hızlandırdı. Sineklerin genetik profilleri çıkarıldı. Strese yanıt veren ve stresli durumlarda koruyucu görevi olan genlerin protein üretim miktarları incelendi. Mavi ışık gen seviyesinde bir şeyleri değiştiriyordu.
Mavi Işık Stres Genlerini Harekete Geçiriyor
Birisi gözlerinize ışık tuttuğunda rahatsız olursunuz değil mi? Işığın yarattığı bu etki çoğu canlıda stres yanıtını tetikler. Bir bitkiyi yoğun ışık altında bekletin hemen bizim gibi strese girer. Canlıların hücresel stres ile baş etmek için belirli stratejileri vardır. Stres yanıtını üretecek genler etkinleşir ve hemen ilgili proteinler üretilir. Bilim insanları son çalışmalarında uzun süreli mavi ışığın hücresel strese yol açtığını gördüler. Salgılanan stres molekülleri de hem bizi yaşlandırıyor hem de beyin işlevlerimizin aksamasına yol açıyor. Mavi ışığın ortadan kaldırıldığı durumlarda stres moleküllerinin seviyesinde ciddi bir düşüş yaşandı.
Doğal güneş ışığı beyin ve vücudumuzun sağlığı için kritik bir öneme sahiptir. 24 saatlik sirkadyen ritmimiz buna göre düzenlenir. Evrimsel süreçte beynimiz işleyişini güneş ışığına göre düzenledi. Tüm canlılara bakın gün ışığı ile uyanırlar, gece olunca (çoğu) yuvalarına çekilir ve dinlenirler. Dinlenme ve hareket halinde olmamız için beyin gerekli hormon ve enzimlerin işleyişini ışığa göre ayarlar. Ancak mavi ışık işleri karıştırıyor.
Kaynaklar: www.sciencedaily.com / www.nature.com / www.sinirbilim.org - Çağlayan Taybaş