Page 7 - BİOMEDYA SAYI 13
P. 7
07
www.biomedya.com Mart - Nisan 2018 BİYOTEKNOLOJİ VE YAŞAM BİLİMLERİ GAZETESİ
BIYOLOJIK ILAÇ ÇALIŞMALARINDA
ÖNEMLI ILERLEME
Ailevi Akdeniz Ateşi (AAA) tedavisinde alınacak ruhsat izni ile piyasaya çıkmasını geliştirme çalışmalarına başladık. Ailevi ruhsatlandırma süreci başlayacak. Bunları
kullanılmak üzere geliştirilip biyoteknoloji öngörüyoruz” dedi. Akdeniz ateşi hastalığı, genelde Akdeniz takiben molekülün yaklaşık 5 yıl içinde
ile üretilen Türkiye’nin ilk ve orijinal biyolojik ve Ortadoğu kökenli popülasyonda sık ilaca dönüştürülerek piyasaya çıkmasını
ilacı ile sağlıklı gönüllülerde gerçekleştirilen “AR-GE DESTEĞİ SAYESİNDE” görülen bir rahatsızlık. Türkiye’de görülme öngörüyoruz.”
ilk Faz 1 klinik çalışmadan başarılı sonuçlar sıklığı da binde bir; yani yüksek bir oran.
elde edildi. Çalışma ile ilgili bilgi veren Hatta ülkemizde beş kişiden biri taşıyıcı ‘PAZARDAN ÖNEMLİ PAY’
TRPHARM Başkanı Tuygan Göker, Ege Türkiye’deki 18-35 yaş arası sağlıklı durumda. Bu hastaların yüzde 10 kadarı ise
Üniversitesi İlaç Geliştirme ve Farmakokinetik gönüllülerde yapılan ve 14 Mart Tıp tedavi olamıyor. Ülkemizde geliştirdiğimiz
Araştırma-Uygulama Merkezi (ARGEFAR) ve Bayramı’nda başlatılan ilk klinik Faz 1 RPH-104 biyoteknolojik ilacı, bu hastaların AAA tedavisi için geliştirilen, “monoklonal
TRPHARM işbirliği ile geliştirilen, “RPH-104” çalışmasından başarılı sonuç elde ettiklerini yaşam şanslarını uzatabilecek. Şimdi antikor”un Türk bilim insanlarının ve yerli
molekülünün, en ileri teknoloji ile Türkiye’de anlatan Göker, şunları söyledi: hasta gönüllüler ile Akdeniz ve Ortadoğu sanayinin elinden olacağını vurgulayan Göker,
üretimi planlanan bir “monoklonal antikor” “Hükümetimizin ilaç sanayiine Ar-Ge kökenli popülasyonlarda yapılacak ileri faz
olduğunu söyleyerek, “İlacın, AAA hastalarında desteği verme stratejisi ve vizyonundan çalışmalarının tamamlanmasının ardından şimdiden bunun gururunu yaşadıklarını
planlanan ileri klinik araştırmalar sonrasında yola çıkarak, AAA tedavisine yönelik molekül bu popülasyonların yaşadığı ülkelerde ifade etti. Göker, yerli ilaç sanayisine
sağlanan destek ve Türk bilim insanlarının
çalışmalarıyla, Türkiye’nin artık sadece yurt
dışındaki çalışmaları takip eden ve uluslararası
klinik programların bir parçası olarak çalışan
ülke olmanın çok daha ötesine geçeceğini
belirterek, TRPHARM olarak biyoteknolojik
ilaç üretilmesi için desteklerinin devam
edeceğini bildirdi. Göker, Türkiye’de üretimi
yapılacak ve AAA tedavisinde kullanılacak
ilacın, dünya pazarından önemli ölçüde pay
alacağını kaydetti. Tek bir ilacın ihracatından
beklentinin 500 milyon dolar olduğunu
aktaran Göker, Türkiye’de gerçekleştirilecek
üretimle cari açığa olumlu katkı sağlanacağını
bildirdi.
“YENİ TEDAVİLERE İHTİYAÇ VAR”
İlacın geliştirilmesi çalışmalarında yer alan
İstanbul Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Gül de, ilacın
AAA ve bu gruba giren benzer hastalıklar
için kullanılacak önemli bir biyolojik ürün
olduğunu söyledi. Bu hastalığı taşıyanların
yüzde 5-10’unda, maksimum dozda mevcut
tedaviye rağmen iltihabın baskılanması ve
komplikasyonların önlenmesinin mümkün
olmadığının altını çizen Gül, “Dolayısıyla
bu hastaların yeni tedavilere ihtiyacı var.
Yapılan erken çalışmalar, iltihap maddesinin
engellenmesinin mevcut tedaviye yetersiz
yanıt veren hastalarda son derece başarılı
sonuçlar verdiğini gösterdi. O nedenle,
Türkiye’de yeterli yanıt alamadığımız hastalar
için kullanabilecek, kolay ulaşılabilecek ve
maliyeti yüksek olmayan bir ilaç geliştirilmiş
olacak” dedi.
“GÜNEY KORE’Yİ GERİDE BIRAKIR”
Göker, “Türkiye’nin bu ölçekteki ilk Ar-Ge
odaklı start-up ilaç şirketiyiz ve 4 yıl gibi
kısa bir sürede bu sahada pek çok ilki
gerçekleştirmenin haklı gururunu yaşıyoruz.
Yaptıklarımızın tüm ilaç sektörü için de
cesaretlendirici bir rol model olduğunu
düşünüyorum” dedi. Türk bilim insanları
ve ilaç sektöründe gereken bilgi birikiminin
olduğunu ifade eden Göker, kamu-özel
sektör işbirliklerinin artarak devam
etmesiyle Türkiye’de, Güney Kore’yi geride
bırakacak düzeyde değer yaratılabileceği
değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: Milliyet