Biyomühendislik
Genetik mühendisliği yeni iş alanları yaratıyor!
Brian Madeux seruma bağlanmış halde hastanede yatıyor. Bu sıvı, onun genomuna girmek üzere tasarlanmış milyarlarca DNA parçasıyla dolu. 44 yaşındaki Arizonalı Madeux, doğuştan hayatını tehdit eden bir hastalık olan Hunter Sendromuyla yaşıyor. Geçen Kasım ayında ise vücudundaki genleri yeniden düzenlemeye çalışan tedaviye tabi tutulan ilk insan oldu. Bu tedavi, kan dolaşımına yüklenen "moleküler makaslar" yoluyla karaciğer hücrelerindeki DNA'ların kesilip kusurlu genleri tamir edecek bir genin yerleştirilmesini içeriyor. Madeux'un genomu düzeltme işleminin ne kadar başarılı olduğunu tespit etmek için henüz erken olsa da, tıpta devrime yol açması beklenen bu yeni bilim dalında önemli bir adım atılmış oldu.
Yeni ihtiyaçlar
Gen düzenlemesi laboratuvarda araştırılan bir konu olmaktan çıkıp hastanelerde tedavi olarak kullanıma girince, genetik mühendislere olan talebin büyük ölçüde artması bekleniyor. İngiltere'de 2030'a kadar gen ve hücre terapisi alanında 18 bin yeni istihdamın yaratılması hedefleniyor. Bunun üzerine ABD'de de benzer rakamlardan söz ediliyor.
Ayrıca sadece laboratuvarda değil, aynı zamanda giderek kişiye özel genom tedavileri geliştirmek üzere verileri derleyip toparlayacak ve bunlardan sonuçlar çıkaracak insanlara da ihtiyaç olacak.
Amerikan Gen ve Hücre Terapisi Derneği Başkanı ve Stanford Üniversitesi'nde genetik profesörü Michele Calos'a göre; "Gen terapisi tıbbi AR-GE çalışmalarında hızla kabul gören ve gelişen bir hal alıyor. Gen terapisi firmalarındaki artışın istihdama da yansıması bekleniyor. Gen terapi endüstrisinin genetik, tıp, moleküler biyoloji, viroloji, biyomühendislik, kimyasal mühendislik, işletme gibi alanlardan mezun olmuş kişilere ihtiyacı var."
2700 klinik deneme
Gen terapisi; kistik fibroz, hemofili gibi bugün tedavisi olmayan hastalıklarda genlerdeki kusurların düzeltilmesi nedeniyle heyecan yaratıyor. Büyük ilaç şirketleri gen terapisinin gelecekte sağlık alanında önemli bir işlev göreceğine inanıyor. Bu durumun doğal olarak bu alandaki istihdama da yansıması bekleniyor. Bugün dünyada gen terapisi yoluyla kanser, kas distrofisi ve orak hücreli anemi gibi hastalıkları tedavi etmeyi amaçlayan 2700 klinik denemeler yapılıyor.
Bu alanda çalışma yürüten küçük şirketlerin arkasında genellikle Bayer, GlaxoSmithKline, Pfizer, Merck ve Novartis gibi büyük ilaç firmaları var. Bu firmaların internet sayfalarında bu alandaki iş ilanlarını görmek mümkün…
Uzmanlık alanları
Londra'daki Francis Crick Enstitüsü'nde görev alan araştırmacı Güneş Taylor; gen terapisini birçok dalda uzmana ihtiyaç duyulan bir alan olarak görüyor. (Moleküler bilimci, mühendis, bilgisayar uzmanı, vb.) Bunlar uzmanlık gerektiren alanlar olduğu için ücretler de 35 bin ila 135 bin arasında değişen rakamlara tekabül edip ortalamanın oldukça üzerinde.
Taylor, gen mühendisliğinin büyük ölçüde araştırma ve bilgi toplama, klinik deney ve etik uzmanlığı gibi farklı alanlara da başvuru gerektirdiğinden söz ediyor.
Gen mühendisliği, bakterilerin kullandığı savunma mekanizmalarının belirlenerek diğer organizmaların genlerinin de değiştirilmesini içeriyor. Bunun için CRISPR-Cas9 gibi sistemler kullanılıyor. Böylece sorunlu genler hızlı ve doğru bir şekilde tespit edilip ortadan kaldırılıyor veya DNA zinciri parçalanarak yeni genler yerleştiriliyor. Bu nedenle hastalıklara yol açan kusurlu genlerin belirlenmesi konusundaki araştırmalarda da büyük artış olması düşünülüyor.
Tartışmalı konular
Birçok hastalıkta kusurlu genleri ortadan kaldırmak mümkün olmuyor. Ancak beş yıl önce geliştirilen CRISPR-Cas9 sistemi hastaların tedavisinde yeni olanaklar yarattı. Bir insanın DNA'sını değiştirmenin uzun vadede ne tür sonuçlar doğuracağı henüz bilinmiyor. Bazı tartışmalı konular hala sonuçlanmayı bekliyor. Özellikle yumurta ve sperm hücrelerinde gen mühendisliği uygulanması konusunda etik sorunlar var. Aileden geçen kalıtsal hastalıklara karşı mücadelede bu yöntem kullanılabilir; ancak göz rengi veya boy gibi farklı özellikleri değiştirmek için de bu yola başvurma potansiyelinin olması bu konuyu tartışmalı hale getiriyor. Bu nedenle bitki, hayvan ve insanlar üzerinde genetik mühendislik uygulamaları Avrupa'da sıkı kontrole tabi iken ABD'de biraz daha gevşek tutulan düzenlemeler bazı klinik deneylerin yapılmasının yolunu açıyor.
Kaynak: BBC