Dr. Sevgi Salman Ünver
İlk ‘sentetik embriyo’ üretildi. Üreme sağlığında yeni bir çığır mı açılıyor?
Memeli canlının oluşumu embriyo ile başlar. Blastokist embryonun ilk aşaması olarak adlandırılır. Tüm embriyonik dokular, plasenta da dahil bu aşamadan itibaren farklılaşmaya başlar. Döllenme kadından yumurta, erkekten spermin geldiği, bu iki farklı hücre kaynağının bütünleştiği oldukça karmaşık bir süreçtir. Embriyo da normal şartlarda bu döllenme aşamasından sonra oluşur.
İşte tam bu noktada, Mayıs 2018’de Nature’da yayınlanan bir çalışma ile üreme sağlığında çığır açacak bir gelişmeden haberdar olduk.
Laboratuvar koşullarında, yumurta ve sperm olmadan ilk ‘sentetik embriyo’ üretildi.
Hollanda’nın önde gelen üniversitelerinden Maastricht Üniversitesi’nden bir grup bilim adamı yıllar süren çalışmanın sonunda laboratuvar ortamında ‘ilk sentetik embriyoyu’ üretmeyi başardılar. Dr. Nicolas Rivron ve ekibinin yıllar süren emeği ile başarıya ulaşan bu projede, farelerden alınan iki tip kök hücre karıştırılarak embryo oluştruldu. Bu süreçte ne yumurta ne de sperm hücresi vardı, ama embriyo ve embriyonik dokular geliştirilebildi.
Çalışmanın ikinci aşamasında oluşan bu embriyonik yapının implantasyonu (rahim dokusuna tutunma) başarıp başaramayacağı incelenedi, çünkü bölünmenin ve canlılığın devamı rahim içine tutunması ile mümkün olabilmektedir. Çalışma sonucu bu konuda da son derece heyecan verici veriler elde etti. Daha önce de bazı çalışma grupları kök hücreden embriyo oluştumayı belli noktalara kadar başarmışlardı, ancak hiçbirinde tutunma (implantasyon) mümkün olmamıştı. Dr. Rivron ve ekibinin implantasyon deneyeleri de başarılı sonuçlar verdi. Farelerin rahim dokusuna bu embriyoların tutunduğu ve bölünmeye, farklılaşmaya normal biyolojik sistemlerde olduğu gibi devam ettiği gözlendi.
Bu önemli başarı neleri sağlayabilir?
Dr. Rivron’un da açıkladığı gibi artık laboratuvarda çok sayıda deney amaçlı kök hücre kaynaklı embriyo oluşturulabilir. Normal şartlarda embriyo üzerinde deneysel çalışma yapılması açısından en kısıtlı ve hassas olan yapılardır, ancak laboratuvarda deneysel amaçlı geliştirilen emriyolar ile aşağıdaki çalışmalar daha etkin bir şekilde yapılabilir.
- Neden bazı embriyolar tutunma başarısı sağlıyor, bazıları ise sağlamıyor. Bunun biyolojik, fizyolojik ve immunolojik nedenleri incelenebilir.
- Tutunma başarısını arttıracak ilaç geliştirme çalışmaları için biyolojik ortam sağlanabilir.
- Embriyo gelişim aşamalarına ışık tutacak bilimsel çalışmalar için biyolojik kaynak sağlanabilecektir.
Bu çalışmalar farelerde yapılmıştır. İnsan kök hücresinden embriyo oluşturmak, çok daha kısıtlayıcı kurallara tabidir. Henüz bu aşama için bir girişim bulunmuyor, ama bu tarz bilimsel çığır açan uygulamalar doğru etik kurallar ve düzenleyici kanunlarla insan üzerinde de uygulamaya girme olasılığını bulunduruyor. Gelecekte bir gün insan çalışmaları ve uygulamaları olması durumunda infertilite (kısırlık) tedavilerinde, tüp bebek uygulamalarında temelden değişiklikler yaratabilir. Tutunma (implantasyon) başarısızlıkları azaltılabilir, over yetmezliği ya da azospermi durumları için daha etkin çözümler bulunabilir ve hatta günümüz koşullarında bebek sahibi olması imkansız görülen bazı aileler dahi bebek sahibi olabilir. Gelişmeleri yakından ve dikkatle takip ediyoruz. Sizlerle de paylaşmaya devam edeceğiz.
Kaynaklar:
- Rivron, NC, 2018, Nature Vol. 557 pg. 106-111
- http://www.bbc.com/news/health-43960363
- https://edition.cnn.com/2018/05/03/health/embryo-like-structure-stem-cells-study/index.html