Araştırma
20. Yüzyılda İnsanlar Mamut Eti Yemeyi Denedi
Rus bilim insanı Otto Ferdinandoviç Herz’den Amerikalı yazar James Oliver Curwood’a, hatta ünlü Explorers Club’a kadar uzanan bu hikâyeler, tarih öncesi etlerin modern çağda da sofralara gelmiş olabileceğini düşündürüyor. Ancak bilimsel araştırmalar bu iddiaların bir kısmının efsaneden ibaret olduğunu ortaya koyuyor.
20. yüzyılın başlarında Rus bilim insanı Otto Ferdinandoviç Herz, Sibirya’da donmuş bir mamut kalıntısı buldu. Bu kalıntıyı St. Petersburg’a getirerek sergilenmek üzere hazırlarken, etin ziyan edilmesini istemedi ve görkemli bir ziyafet düzenledi. Konuklar, antik çağlardan ilham alan yiyecekler getirdi ve masanın en dikkat çekici yemeği mamut bifteğiydi. O dönemin tanıklarına göre mamut eti günümüz kontrfilelerinden daha sert değildi ve beklenmedik şekilde beğenildi.
1913 yılında Amerikalı gezgin ve yazar James Oliver Curwood, Kuzey Amerika’da Yerli bir grupla keşif yaparken donmuş bir mamut kalıntısına rastladı. Curwood, kalıntıdan aldığı bir bifteği pişirip yediğini aktardı. Ona göre et koyu kırmızı renkteydi, tadı “eski” ama yenilemeyecek kadar kötü değildi. Hatta köpeklerin bu etle beslendiğinde oldukça sağlıklı göründüğünü belirtti. Bu anekdot, mamut etinin binlerce yıl sonra bile besleyici olabileceğini ortaya koyuyordu.
Modern dönemde mamut eti tüketimiyle ilgili en çok bilinen hikâye, ABD’deki ünlü Explorers Club’ın 1951’deki yıllık yemeğine dayanıyor. Rivayete göre kulüp, Alaska’dan getirilen mamut etini davetlilere servis etmişti. Ancak yıllar sonra yapılan incelemeler, bu etin aslında mamut değil, deniz kaplumbağası olduğunu gösterdi. Araştırmacılar, bu “mamut ziyafetinin” aslında kulübün eğlenceli geleneklerinden biri olan şakacı bir tanıtım numarası olduğunu belirtiyor.
Kaynak: IFL Science.