Bilim
Bulutların Farklı Şekiller Almasının Bilimsel Açıklaması
Bir bulutun şeklini nasıl aldığını anlamak için önce nasıl oluştuğunu bilmek gerekir. Hava yükselip soğudukça, içindeki su buharı küçük su damlacıklarına ya da buz kristallerine yoğunlaşır. Bu parçacıklar yeterince bir araya gelirse, gözle görülebilir bir bulut oluşur.
Bilim insanları bulutları genellikle şekillerine ve gökyüzündeki yüksekliklerine göre 10 ana tipe ayırır. Örneğin, “yığın” anlamına gelen kümülüs bulutları pamuk yığınlarına benzerken, “katman” anlamındaki stratus bulutları battaniye gibi yayılır, “saç” anlamına gelen sirrüs bulutları ise tüy gibi görünür. Bu kök isimler, daha karmaşık bulut türlerini tanımlamak için de birleştirilebilir—örneğin, sirrokümülüs. “Alto” (yüksek) öneki ise orta seviyedeki bulutları alçak olanlardan ayırmak için kullanılır (örneğin altostratus ve stratus).
Bir bulutun yerden ne kadar uzakta olduğu, görünümünü büyük ölçüde etkiler. Yükseklik arttıkça hava sıcaklığı düşer; bu nedenle, yeryüzüne daha yakın oluşan bulutlar genellikle su damlacıklarından, daha yüksektekiler ise buz kristallerinden oluşur. Orta seviyedeki bulutlar genelde ikisinin karışımını içerir. Bu bileşim farkı da bulutların görünümünü etkiler: su bazlı bulutlar (örneğin kümülüsler) net kenarlara ve katı bir görünüme sahipken, buz bazlı olanlar (örneğin sirrüsler) daha şeffaf ve dağınık görünür.
Hava hareketleri de bulut şekillerini belirlemede önemli rol oynar. Sıcak, nemli hava yükseldiğinde (bu olaya konveksiyon denir), soğuyup yoğunlaşarak bulut oluşturur. Ancak bu süreçte ilginç bir şey olur: Su buharı yoğunlaştığında ısı açığa çıkar, bu da çevresindeki havayı ısıtır. Isınan hava daha az yoğun hale gelir ve daha da yükselir.
Max Planck Meteoroloji Enstitüsü’nde iklim bilimci olan Bjorn Stevens, “Bu yukarı yönlü akımlar, hepimizin aklına gelen o kabarık, yığın benzeri kümülüs bulutlarını oluşturur,” diyor. Eğer yeryüzüne yakın hava sıcak ve nemliyse, ama yukarıda çok daha soğuksa, güzel havalarda görülen sıradan bir kümülüs bulutu hızla bir fırtına bulutu olan devasa kümülonimbüs bulutuna dönüşebilir.
Sirrüs bulutları ise tüy gibi ince yapılarıyla tanınır ve atmosferin üst katmanlarındaki güçlü rüzgarlar tarafından şekillendirilir. Bu rüzgarlar, buz kristallerini bükerek ve yayarak zarif iplikçikler oluşturur.
Stevens, “Şekil aynı zamanda ışığa da çok bağlı,” diyor. Bulutların, havada asılı duran sayısız parçacıktan oluştuğunu ve bu yüzden katı cisimler değil, sis gibi bir “dağılma” olduğunu açıklıyor. “Belirgin bir başlangıç ya da bitiş noktaları yok.” Bir bulutun kenarı olarak gördüğümüz şey, aslında su damlacıkları ya da buz kristallerinden yansıyan güneş ışığıdır. Bu saçılma bazen bulutun yüzeyine yakın olurken, bazen bulutun derinliklerinden gelir—bu da bulut sınırlarının neden bulanık ya da değişken göründüğünü açıklar.
Bir bölgenin fiziksel yapısı yani "topografyası" da bulut şekillerini etkileyebilir. University at Albany’de Atmosfer ve Çevre Bilimleri eğitmeni Ross Lazear, The Conversation için yazdığı bir yazıda, dağ sıraları üzerinden akan havanın, suya atılan bir taşın oluşturduğu dalgalar gibi atmosferik dalgalar yarattığını ve bu durumun, uçan dairelere benzeyen lentiküler bulutları oluşturduğunu açıklıyor.
Her bulut belli bir şekilde oluşur ve bunun bir nedeni vardır. Meteorologlar için bu şekiller yalnızca ilginç değil, aynı zamanda yaklaşan hava koşullarını tahmin etmekte oldukça değerli ipuçlarıdır.