Biyolog Aslıhan DİKMEN
Çocuklar doğanın dilini öğrenmeli mi?
Doğayı anlamanın yolu ise onu öğrenmekten geçiyor. Bu sebeple çocuklara küçük yaşta doğa koruma bilinci oluşturma çalışmaları hızla yayılıyor.
Doğa kavramının açıklanması oldukça karmaşık bir durumdur. Bazı araştırmacılara göre doğa kelimesi, dildeki belki de en karmaşık kelimedir. Coğrafyacı Yi-Fu Tuan doğayı, insan etkisiyle kirlenmemiş ya da dokunulmamış toprak parçaları ya da hava olarak tanımlamaktadır. Çevre filozofu Val Plumwood ise doğayı insandan çok da ayrı tutmayıp, insanın doğanın bir parçası olduğunu düşünmekte ve insanın doğayı kendi yararına kullanmasını önemsememektedir.
Çocukların doğa hakkındaki düşünceleri ise değişik araştırmacılar tarafından ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Bonnet ve Williams’ın, 1998’de yaptıkları araştırmaya göre çocuklar için doğa oldukça önemlidir çünkü doğada hayvanlar yaşar ve her hayvan kendi evinde rahatsız edilmeden yaşama hakkına sahiptir. Araştırmaya katılan çocuklar aynı zamanda bitkilerin de kesilmelerinden rahatsızlık duyduklarını belirterek onların da yaşam haklarını savunmuşlar, böylece doğayı bitki ve hayvanları koruyan canlı öğelerden oluşan etkileşimler ile ifade etmişlerdir.
Wals, 1994 yılındaki araştırmasında, ortaöğretim öğrencilerinin doğayı bitki ve hayvanlardan oluşan, temiz, dokunulmamış bir çevre olarak algıladıkları sonucuna ulaşmıştır. Benzer şekilde Payne Avustralya’daki ilköğretim öğrencilerinin doğayı, canlı ve cansız öğelerden oluşan, temiz bir çevre olarak algıladıklarını bulmuştur. Öğrenciler tarif ettikleri doğa tanımlarında, bir kez insan aktivitesiyle etkilendi veya değiştirildiyse artık doğanın, doğal olmayan bir yer haline geleceğini belirtmişlerdir. Bunun yanı sıra çevre ise, sadece doğayı ya da doğal yerleri içermemektedir. Öğrencilerin, şehirlerdeki çevre algısı ise, şehir bölgelerinde, binalaşmanın canlı organizmaların yaşam yerinin olamayacağını ortaya koymuştur.
Doğa eğitimi içeriği itibariyle çok disiplinli bir karakter taşımaktadır. Doğa eğitiminin amacı, doğayı doğal ortamlarda tanımaya, doğanın sunduklarını eğitim konusu, malzemesi ve aracı olarak değerlendirmeye yöneliktir. Doğa eğitiminin kısıtlı sürelerde de olsa bireylerin doğal süreçler konusunda bilgilenmelerini sağladığı, onların doğaya olan yatkınlıklarını artırdığı, duyarlı ve bilinçli kıldığı ve daha bağımsız düşünen bireyler olmalarına katkıda bulunduğu birçok araştırmacı tarafından vurgulanmaktadır. Gezegenimizde her canlı ve cansız unsurun, ekosistemlerdeki her bitki ve hayvanın doğal denge açısından bir görev ve işlevi olduğunu; doğadaki canlı ve cansız unsurlar arasında karşılıklı etkileşimin kaçınılmaz olduğunu ne anne-babalar, ne de öğretmenler öğrencilere tam olarak kavratamamakta, kavratmada zorluk çekmektedirler.
Doğa eğitimi denildiğinde birçok insan öncelikle formal anlamdaki eğitimi algılayarak, tedirginlik yaşamaktadır. Oysaki doğa eğitimleri adından da anlaşılacağı üzere doğada yapılan eğitimlerdir. Tabii ki, doğa eğitimlerinin de kendilerine göre belirli kuralları, izledikleri programları vardır, fakat hiçbir öğretmen, eğitimci ya da anne-babayı korkutmamalıdır. Çocuklara verilecek olan doğa eğitimi kısa bir göl yürüyüşünde bile gerçekleştirilebilir.
Doğa eğitimi verilirken sadece bir başlık altında verilmemeli diğer derslerle de bağdaştırılmalıdır. Coğrafya, biyoloji, sosyoloji, felsefe ve psikoloji özellikle de bu disiplinlerin nitel araştırma yöntemlerinden faydalanılmalıdır. Böylece öğrenciler hem daha kolay öğrenirler hem de bilgileri kalıcı olur. Ayrıca klasik eğitim metotları yerini çağdaş eğitim metotlarına bırakmalıdır. Öğrenciler konuları öğrenirken aktif olarak etkinlikler, araştırmalar, gözlemler yaparlarsa; konuyu kavramaları kolaylaşmakta ve kalıcılık sağlanmaktadır. Ayrıca öğrenciler doğada yaşayarak öğrenirlerse bunu hayata daha kolay adapte ederek ve doğa olaylarına bakış açıları değişmektedir. Doğa konusunda daha duyarlı ve sürdürülebilir bir tutum içerisinde olmaktadır. Bu nedenle çevre eğitimi klasik metotlarla değil öğrencilerin daha aktif olacakları metotlarla gerçekleştirilmelidir.
Doğa eğitimlerinde öğrencilerin; inceleme gezileri ve gözlemleri ile bilgi ve becerilerini artırarak içinde yaşadıkları çevreyi daha iyi tanımalarını, grupla birlikte hareket etmelerini ve iletişim kurmalarını, gözlem yapmalarını, soru sormalarını, deneyerek ve yaşayarak kavramalarını, önceki bilgileriyle karşılaştırmalar yapmalarını, çevreye karşı duyarlı olmalarını, çevreyi korumalarını ve doğa sevgisi kazanmalarını hedeflenmektedir. Ayrıca diğer amaçlar şu şekilde sıralanabilir;
-Çocukların doğayı bir dershane ve laboratuvar gibi değerlendirerek doğa kavramını, doğa-insan-toplum ilişkilerini sorgulamalarını ve bu ilişkilerde yaşanan problemleri anlama ve çözüm üretme becerisi geliştirmelerini sağlamak,
-Çocuklara doğa, ekosistem, biyoçeşitlilik ve ekoloji alanındaki bilgileri aktararak doğa dili ve eğitimini öğretmek yani doğayı tanıyıp anlayabilme ve gördüklerini çevresine aktarabilme özelliği kazandırmak,
−Çocuklara doğaya yakınlaşmalarını, doğanın dilini ilişkiler boyutunda kavramalarını, eğitim sırasında yapılan gözlemlerle bilimsel araştırmaların nasıl yapıldığı konusunda fikir sahibi olmalarını ve bu eğitimden çevre bilinci artmış olarak ayrılmalarını sağlamak,
−Çocuklara “Doğa Koruma” felsefesini aktarmak,
−Çocuklara doğanın dilini öğretmek ve doğayı ‘’görme’’ - “gösterebilme” kabiliyeti kazandırmak,
-Çevresel farkındalığı arttırarak duyusal keşfi, hayranlık duygusunu, keşfetmeyi, öğrenme keyfini, heyecanı paylaşmayı, doğadaki ritmi ve döngüyü anlayıp ve deneyim kazanmayı sağlamak,
-İnceleyerek ve paylaşarak öğrenip; keşfetmek için bakmayı, koklamayı, dokunmayı ve sessizce çevreyi dinlemeyi öğretmek,
-Ağaçların, bitkilerin bölümlerini tanıtmak,
-Hayvan ve böcekleri tanıyarak doğadaki görevlerini öğretmek,
-Doğanın sadece bitki ve hayvanlardan ibaret olmadığını öğretmek,
-Canlı ve cansız şeyler arasındaki farkı görmek,
-Doğa eğitimi duyuların kullanılmasını sağlayarak görmek, koklamak, dokunmak, dinlemek ve tatmak için duyuların kullanımı, incelemek, gözlem yapmak ve keşfetmek için duyuların kullanımı,algılama becerilerinin gelişimi için duyuların kullanımı,öğrenmek için duyuların kullanımı,duyularla kalıcı öğrenme,duyularla kolay ve hızlı öğrenmesini sağlamaktır.
Bu amaçlar doğrultusunda doğa eğitimlerinde, planlanan geziler, oyunlar ve etkinliklerle çocukların doğayı deneyimlemesi, bilimsel yöntemi kullanarak bizzat bunu doğanın içerisinde pekiştirmelerini ve bu dünyanın giysisini korumaları gerektiğini bilmelerini amaçlanır. Çocuklarda keşfetme isteğini araştırma, sorgulama, uygulamalarla gidererek farklı ekosistemlerini öğrencilerin hafızasında iz bırakmasını hedefleyip diğer insanlara yol gösterici olması hedeflenir.
Doğa eğitiminin farklı programlarla her yaştan ve her kesimden hedef kitleye ulaşabilmesi niteliğinde oluşu her öğrencinin canlı ve çevre kirliği ve sorunları ilgi duyması, bilimsel boyutunu öğrenmesi gelecekte bu konuda duyarlı çalışmaların ortaya çıkmasına katkı sağlayabilir, bilim ve doğa sevgisini yeni bilim insanları kazandırabilir.
Kaynak
- Baysal Üniversitesi & Biyologlar Derneği, Abant- Bolu. Bildiri Kitabı (Doğa ve Çevre), 67-98, Biyologlar Derneği, İzmir.
- Bozdoğan, Aykut Emre, Adem Taşdemir, and Murat Demirbaş. "Fen bilgisi öğretiminde işbirlikli öğrenme yönteminin öğrencilerin bilimsel süreç becerilerini geliştirmeye yönelik etkisi." İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi (2007)
- Dresner, M. & Gill, M. (1994) Environmental education at summer nature camp, Yerkes, R., & Haras, K. (1997). Ourdoor education and environmental responsibility (ED 414112, ERIC Document Production Service).
- Ozaner, F. S. (2004). Türkiye’de okul dışı çevre eğitimi ne durumda ve neler yapılmalı? V.Ulusal Ekoloji ve Çevre Kongresi, 5-8 Ekim 2004 Taksim International Abant Palace, Abant İzzet
- Yardımcı E., Yaz Bilim Kampında Yapılan Etkinlik Temelli Doğa Eğitiminin İlköğretim 4 Ve 5. Sınıftaki Çocukların Doğa Algılarına Etkisi,Abant İzzet Baysal Üniversitesi,Yüksek Lisans Tezi,2009
- http://famer.deu.edu.tr/doga-egitimi/