Cansu Kabasakal
Kanser İmmünoterapi
Kanserle mücadelede radyoterapi ve kemoterapi dışında kişinin kendi bağışıklık sistemi de tedavi amacıyla kullanılabilir. Vücut direncini destekleyerek kanser hücrelerini yok etmeye yardımcı olan bu tedaviye immünoterapi adı verilir.
İmmünoterapi kanserde ilaç tedavisinin yeni bir boyutudur. Günlük yaşamımızda hepimiz yüzlerce kanser hücresi üretiriz. Yapısal olarak normal hücrelerden farklı olan bu hücreleri bağışıklık sistemi yakalar ve yok eder. Ancak, kanser ilerledikçe kanser hücreleri bu savunma sistemine karşı görünmez olacak özellikler geliştirir.
İnsanın kendi bağışıklık sisteminde kanser hücrelerini yenebilmesi için çeşitli hücreler bulunmaktadır. Bağışıklık yani immün sistem kanser hücrelerini tanıyınca hemen harekete geçerek hücreyi yok eder. Bunlarla bağışıklık sisteminde yer alan T hücreleri (T lenfositleri) savaşmaktadır. Ancak kanser hücreleri üzerinde bulunan alıcı sayesinde T hücrelerinin alıcılarına bağlanarak, onların kendilerine karşı savaşmasını önler.
İmmünoterapi ilaçları, işte T hücreleri ve kanser hücrelerinin bu alıcılar vasıtasıyla bağlanmasını önler, T hücrelerinin görevlerini yapmalarını sağlar. İmmünoterapinin amacı bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudun kanseri kendi yenmesini sağlamaktır.
Kanser immünoterapi yöntemlerini geliştirmek için; kanser hücrelerinin tespitine yönelik moleküler hedeflerin belirlenmesi, kanserli hücrelerin spesifik bağışıklık hücreleri tarafından ölüm oranları ve doğrudan tümör hücrelerinin öldürülmesi gibi alanların ilerlemesi için çalışmalar yapılmaktadır.
Bu alandaki değişim trendlerinin ayırt edici özelliklerinin tanımlanması ve pazarda genişleyen ilgi göz önüne alındığında kanser immünoterapi yayınlarının tam bir analize ihtiyacı olduğu görülmüştür. Bu nedenle, kanser immunoterapisi başlığı altında 4671, kanserli hastalar da ise 16,988 yayın olduğu bulundu. Bu yazıda, bu yayınların analizlerinden elde edilen bulgular sunulmaktadır.
Şekil 1: 1 yıl içerisinde kanser immünoterapi alanlarındaki yayınlar ve bunların üstel büyüme olarak artışını göstermektedir.
Kanser immünoterapi alanındaki eğilimler
Yayınların kanser immünoterapisi alanında genişlemesi genel büyümenin kantitatif ölçüsüdür. Yayın veri kümesini alanlarına göre ayırarak yayınların doğasının gösterilmesi hedeflenmiştir.
Şekil 2: Kanser immünoterapi alanını oluşturan yayınların başlıklarına ve özetlerine dayalı bir kelime bulutu sunuyor.
Bu alandaki temel bileşenlerinden bazılarını inceleyerek kanser immünoterapisinin genel bir görünümünü anlamak için gösterilen uğraşlar son birkaç yıl içerisinde giderek artış göstermektedir (Şekil 3). Şekil 3'teki veriler dendirik hücreler hakkındaki baskın olan yayınları göstermektedir. Aynı zamanda, hücre ölümü (apoptoz) ‘nün %33 CAGR ile genişleyen bir teması olduğu da dikkat edilmesi gereken unsurlardandır. Bağışıklık sisteminde hücre ölümü (apoptoz) ve homeostazis önemli temel ilkelerden olduğu için bu alanda ilerlemelerin artması bekleniyor. Bütün bunlar birlikte ele alındığında, Şekil 3'teki verilerin kanser immünoterapisi alanında çeşitli segmentleri göstermek için tasarlandığını görebiliriz.
Şekil 3: Bazı seçilmiş segmentler için CAGR vurgulamaktadır.
Bu alanda ortaya çıkan şirket sayısı artmakta ve farklı tedavi yöntem kombinasyonları her geçen gün artış göstermektedir. Şu anda kanser türleri, kanser immünoterapideki araştırma/yayın faaliyetleri ile karşılaştırılarak anlamlandırılmaya çalışılmaktadır. (Şekil 4)
Şekil 4 : Kanser immünoterapisinde odak halinde olan çeşitli kanser sınıfları
Yayınlar içinde en yaygın kanser sınıfları olarak melanoma ve kan kanseri (lösemi) belgelenmiştir. Bu çalışmada kullanılan kanser immünoterapi veri kümesi içinde diğer terimlerin yaygınlığını araştırmak için çalışmanın bir basamak üst seviyeye çıkartılmasıyla elde edilen veriler Şekil 5 de gösterilmiştir. Vücudumuzda doğuştan gelen savunma hattının ilk cephesinde yer alan doğal öldürücü hücreleri (NK hücreleri)’nin kanser hücrelerine saldırmak için bu alanlarda arttığı tespit edilmiştir.
Şekil 5 : Kanser immünoterapi alanındaki teknoloji trendleri
Kanser immünoterapi alanında yer alan özgül genetik elementler
Yaptılan analizlerin bir parçası olarak, literatürde kanser immünoterapi hakkında vücutta sıklıkla belirtilen immün süreçler ile ilişkili moleküler elemanların belirlemek için çalışıldı. Bu moleküler elemanlar ve yayınlar göz önüne alındığında dağılımları, Şekil 6 da gösterilmektedir. Bu moleküler elemanların dahil olduğu hücre içi yolakları da görebiliriz. Böylelikle kanser hücrelerinde sinyal transdüksiyonun ve bu sinyal yollarının modülasyonunu anlaşılması ile temel bilimler gibi alanlarda uygulamalarının gerçekleşmesini sağlar.
Şekil 6: Kanser immünoterapi alanında yer alan moleküler elemanlar
Bu yazı, şirketlerin gelişmekte olan alanları analiz edebilmesi ve araştırmacılara kanser immünoterapisi hakkında genel bir çerçeve sunabilmesi için hazırlanmıştır. Bu alanda çok sayıda araştırma bulunmaktadır. Bu araştırmalarda in vivo mekanizmaları ve antitümör yolakları anlamaya ihtiyaç vardır. Bu ardışık oluşan modülasyon, kanser immünoterapi alanında mevcut ilgi ve araştırmalarda önemli bir bileşendir. Kanser immünoterapisi alanında devam eden birçok fazda klinik çalışmalar var olmaktadır. (Şekil 7) Bu alanın gelişmekte olan bir alan olması ve şirketler ile yapılan iş birlikleri göz önüne alındığında önümüzdeki yıllarda yeni klinik çalışmaların artacağını öngörebiliriz.
Şekil 7: Klinik araştırmalarda kanser immünoterapisi
İleride immünoterapötik yöntemler ile kanserli hastalarda kişilere özelleştirilmiş özgül tıp yöntemleri kullanılarak hastaların daha az yan etki ile iyileşebileceğine inanılmaktadır. Kanserde immunoterapi konusunda birçok yeni strateji geliştirilme aşamasındadır. Bunlar arasında; bağışıklık sisteminin askerleri olan T hücelerini kanserli hücrelere getirecek veya yeni güdümlü T hücreleri üretmeye yönelik girişimler gelecekte çok başarılı sonuçlar getirme potansiyeline sahip yaklaşımlar arasında sayılmaktadır.