Bilim
Öfkeyi Dışa Vurmak Öfkeyi Artırıyor
154 farklı çalışmadan 10 binden fazla katılımcının incelendiği analiz, öfkeyi “hava alma” yöntemiyle dışa yansıtmanın neredeyse hiç bilimsel temele dayanmadığını ortaya koyuyor. Bazı durumlarda öfkeyi boşaltmaya çalışmak, saldırganlığı daha da güçlendirebiliyor.
Araştırmanın kıdemli yazarı Brad Bushman, bu mitin kırılmasının önemli olduğunu belirtiyor. Ona göre insanlar öfkelendiklerinde bağırarak, eşyaları kırarak veya yüksek tempolu egzersizlerle öfkeyi vücuttan attıklarını zannetse de fizyolojik uyarılma yükseldiği için öfke daha da besleniyor. Bu nedenle koşu gibi uyarılmayı artıran aktiviteler, öfkeyi azaltma konusunda etkili değil.
Araştırmada öne çıkan önemli noktalardan biri, öfkeyi bastırmak veya görmezden gelmek yerine yapıcı biçimde düşünmenin faydalı olduğu. Kişinin neden öfkelendiğini analiz etmesi, duygusal doğrulama yapması ve problemi anlaması ilk aşamada önemli görülüyor. Ancak bu düşünme süreci çoğu zaman ruminasyona, yani düşüncelerin dönüp dolaşarak zihni tüketmesine de dönüşebiliyor.
Kjærvik ve ekibi, öfkeyi azaltmanın en etkili yolunun uyarılmayı düşüren aktiviteler olduğunu belirtiyor. Derin nefes alma, yavaş akışlı yoga, farkındalık egzersizleri, meditasyon, aşamalı kas gevşetme ve kısa molalar, laboratuvar ve saha çalışmalarında anlamlı bir düşüş sağladı. Buna karşın boks, bisiklet veya agresif sporlar öfkeyi azaltmadığı gibi, bazı durumlarda yükseltti.
Sonuç olarak araştırmacılar, öfkeyle baş etmek için “patlama yaşamak” yerine sakinleştirici tekniklere yönelmenin çok daha etkili olduğunu vurguluyor. Stresi azaltan yöntemlerin öfke üzerinde de işe yaradığı görülüyor. Araştırma daha fazla çalışma gerektirse de güncel bulgular, öfke yönetiminde düşük uyarılmalı aktivitelerin en güvenilir strateji olduğunu gösteriyor.



