Biyoteknoloji / Çevre ve Endüstri
EEG geleceğin antidepresanlarının reçeteleri için kilit nokta olabilir
Sadece Amerika'da her yıl 30 milyondan fazla insan antidepresan kullanmakta. Bu kullanımların çoğunda ilaç seçimi ve dozu kişinin bir günü geçirebileceği kadar ihtiyaç doğrultusunda veriliyor. Genellikle de kullanımda doğru dengeye ulaşabilmek için deneme yanılma yoluna gidilmekte. 2012'den beri çalışan Amerikalı bir araştırma ekibi, teşhis ve tedaviyi ilk denemede bulabilmek için çabalıyordu.
Beyin içerisindeki elektrik sinyallerin EEG, Seçimli Seratonin Geri Alım İnhibitörü (ya da SSRI) en yaygın antidepresan sınıfının belirli depresyon vakalarında geçerli olup olmadığını gösteren bir göstergedir. Çalışmanın yazarları JAMA Psychiatry. dergisinde detayları anlattılar.
Görüntüleme taramaları, EMBARC adı verilen, devam eden bir dizi çalışmanın bir bölümünden ilki olup, “Klinik Bakımda Antidepresan Yanıtının Moderatörleri ve Biyoimzaların Oluşturulması”nın kısaltılmış halidir.
UT Southwestern Tıp Merkezi'nde Depresyon Araştırma ve Klinik Bakım Merkezi direktörü Madhukar Trivedi, "Denemeler, kimyasal yollarla depresyonun tedavisi söz konusu olduğunda mevcut durumu değiştirmekten daha azını hedeflemiyor. Bu çalışmaların, tedavi yaklaşımlarını nasıl tasarladığımız ve planladığımız üzerinde yaygın bir etkisi olacağını umuyorum. Depresyon tedavisinde standart testler olarak kan testleri ve beyin görüntülemesi yapmayı amaçlıyorum," dedi.
Karışık yapılan klinik araştırma, büyük depresif bozukluğa sahip 296 hasta üzerinde yapıldı. Bilim insanları, beynin sol yarım küresinin ön tarafının iç kısmında bulunan rostral anterior singulat korteks üzerine odaklandılar. Özellikle ilgi çekici olan ise beynin bu küçük bölümünde yüksek teta aktivite seviyeleriydi.
Hastalar başlangıçta ve deneme başladıktan bir hafta sonra değerlendirildiler. Sekiz hafta boyunca müdahaleler sırasında sertralin (en yaygın markası Zoloft) veya bir plasebo vardı.
Araştırmacılar artmış teta aktivitelerinin, diğer değişkenleri kontrol ederken bile, önemli ölçüde daha fazla depresif semptom gelişmesi ile ilişkili olduğunu belirtiyorlar.
Derginin belirttiğine göre, "Artan ön tedavi rACC teta aktivitesi, tedavi sonucunun spesifik olmayan kestirimsel belirtecini temsil eder. Bu, rACC teta aktivitesinin artan öngörü geçerliliğine sahip olduğunu göstermek için yapılan ilk çalışmadır."
Trevadi'nin söylediklerine göre kan testleri, beyin görüntüleme ve diğer biyoloji tabanlı testlerle birleştirildiğinde, ekip, bir antidepresanın hastada ilk seferde işe yarayıp yaramadığını yüzde 80 oranında tahmin edebilmeyin umuyor.
Örneğin Kings College London'dan bir ekip iki yıl önce bir dizi biyobelirteçle ilgili kan testi hakkında sonuçlar yayınladılar ve söylediklerine göre sonuçların oranı neredeyse yüzde 100'dü.
Kaynak: https://www.laboratoryequipment.com/news/2018/05/eeg-brain-tests-could-be-key-future-antidepressant-prescriptions
Jama Psychiatry: https://jamanetwork.com/journals/jamapsychiatry/article-abstract/2678040?resultClick=1&redirect=true
Kings College London: https://www.huffingtonpost.co.uk/cal-strode/antidepressant-drug-treatment_b_10336842.html