Biyoteknoloji / Sağlık
Obsesif olduğunuzu Nasıl anlarsınız?
Bu oldukça normal ve sağlıklı bir durumdur. Ancak bazı kişiler fazla endişeli ve takıntılılarında ısrarcıdırlar. Günlük hayatı etkileyen takıntıların nedeni Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB)’tur.
Her takıntı obsesyon değildir
Herhangi bir takıntı sizin en az bir saatinizi meşgul ediyorsa, takıntılara hiçbir şekilde engel olamıyorsanız ve kendi üzerinizde denetim kuramıyorsanız, bu takıntılara vermiş olduğunuz tepkiler günlük işlerini yapmanıza ve sosyal hayatınıza engel oluyorsa bu durumda bir OKB tablosundan bahsedilebilir. Takıntılarla baş edememe durumunu, bir kişilik zayıflığı ya da irade eksikliği olmamakla birlikte kişinin tek başına üstesinden gelebileceği bir hastalık değildir.
OKB, normalde hassas zeki insan hastalığıdır. Bu kişiler oldukça mükemmeliyetçi ve hassastırlar. Bu nedenle OKB, titizlikten çok öte bir durumdur. OKB’li kişiler düşüncelerinin mantıksız ve saçma olduğunu bilirler ama bu duruma engel olamazlar. Beyinde sürekli düşünceler ürer ve kişi bu düşüncelerle mücadele eder ancak bunları kontrol edemez. Bu durum kişinin çevresindeki ve yaşam alanındaki kişileri de oldukça rahatsız eder.
Bu takıntılar kişinin ve ailesinin hayatını oldukça zorlar. En çok karşılaşılan durumlar arasında simetrik durmayan nesneleri düzeltmek, cinsel takıntıları zihinden atamayıp bunlarla mücadele etmek, evden çıkarken ya da arabadan inerken kapının kilidini defalarca kontrol etmek, ocağın altını ya da elektrikli cihazları kontrol etmek için geri dönüp bakmak yer alıyor.
Hastalık her yaşta ortaya çıkabilir
Her yaş grubunda görülebilen OKB genellikle ergenlik dönemi ya da 20’li, 30’lu yaşlarda başlar. Hastaların yüzde 50’si 15 yaşından önce yüzde 70’i 20 yaşından önce OKB hastalığına yakalanır. Üç yaşındaki çocuklarda bile OKB görülebilir. Hastalığın ortaya çıkmasında, genetik, çevresel faktörler ve geçmişteki psikolojik travmaların rolü büyüktür.
Genellikle temizlik takıntıları görülür
Temizlik takıntısı olan kişiler sürekli ellerini yıkar, evi temizler gelen bir misafirin ardından kullandığı her şeyi temizleyebilir. Bu durum biyolojik, psikolojik, çevresel faktörlere bağlı olarak kaynaklanabilir. Örneğin annesi çok titiz olan bir çocuk ileride temizlik hastalığına yakalanabilir. Takıntılı kişiler zamanın çoğunu temizliğe ayırdığı için zaman kaybı yaşar diğer yapması gereken hiçbir şeye konsantre olamaz. Gerek ev ve sosyal çevresiyle gerekse iş ortamı ile ilişkileri bozulur. İş performansı olumsuz etkilenir. Evli ise eşi ve çocuğu ile iletişim bozukluğu yaşar. Tedavi olunmazsa bireyde depresyon gibi psikolojik birçok rahatsızlık görülebilir.
Takıntılar kötü anılardan kaçmak için bir yol olarak görülebilir
OKB hastalarında, kişi enerjisinin çoğunu takıntısıyla verdiği mücadeleye ayırır. Bu durum normal hayata adaptasyonu imkânsız hale getirebilir. Takıntılı insanların sosyal ilişkileri olumsuz etkilenir. Kişi kendini obsesyona teslim ettiğinde, bu takıntıya çevresindeki diğer insanları da dâhil etmeye çalışır. Başlangıçta takıntılı kişinin isteklerini kırmamak için hoş görülen bazı durumlar giderek takıntıları daha da güçlendirebilir.
Takıntılar, olumsuz anılardan kaçmak için bir yol olabilir. Beyin bazı olumsuz tecrübeleri unutmak için kendisini takıntılarla meşgul etme yolunu seçebilir. Kişi çocukluğunda yaşadığı bir cinsel istismar sonucu kendini temizlik ya da simetri takıntısına kaptırabilir. Olaylardan etkilenme şekli, kişiden kişiye değişiklik gösterebilir.
Stres obsesyonu tetikler
OKB’nin ortaya çıkmasında stres tetikleyici faktördür. Bir yakının kaybı, taşınma gibi değişiklikler, taciz ya da istismar edilme gibi travmatik olaylar, ayrılık acısı, maddi sıkıntılar ya da iş stresi gibi sorunlar diğer faktörlerle birleştiğinde, obsesyon gelişmesine neden olur ve ortaya çıkan takıntılar kişinin hayatını oldukça zorlaştırır.
OKB Türleri
Bulaşma: Halk arasında bilinen tabiriyle temizlik hastalığı. Kişi kendisine bir mikrop ya da pislik bulaşacağı endişesiyle sürekli kendini temizleme ihtiyacı hisseder.
Şüphe ve kontrol: Temizlikten sonra en sık görülen türdür. Bir işi sürekli kontrol etme, “paranın üstü eksik mi, kapıyı kilitledim mi, ocağı kapattım mı, fişi çektim mi?” şeklinde sürekli şüphe ve kontrol takıntıları gelişir.
Düzen: Evdeki her eşyanın belli düzen ve yerleşimleri vardır, onların değişmesinden ciddi rahatsızlık duyar ve eşyaları düzeltmeden duramaz.
Hastalık: “Bir rahatsızlık var” endişesiyle sürekli hastaneye gitmek.
Biriktirme: Bu takıntıya en iyi örnek çöp evler. Sahipleri aslında pisliğe meraklı kişiler değildir. Takıntı önce atamamakla başlar. “Bir gün lazım olur” düşüncesiyle hiçbir şeyi atamamak.
Obsesif yavaşlık: Belli bir takıntı türü değil. Fakat her işi doğru yapma, yanlış yapmama hisleriyle her işi çok yavaş yaparlar. Mükemmel iş çıkarmak için hiç iş yapamaz hale gelirler. O kadar titizdirler, ayrıntılarla o kadar çok ilgilenirler ki giyinmeleri, soyunmaları, yüzlerini yıkamaları, evden çıkmaları saatler sürebilir. Her yere geç kalırlar. İşte bu kişilerde ‘obsesif yavaşlık’ vardır. Obsesif yavaşlığı olan bu kişilerin belirgin bir takıntıları yoktur.
OKB tedavisinde TMS %90 etkili
Birbirine eşlik edebilen OKB ve depresyon hastalığı arasında farklılıklar vardır. Depresyondaki kişinin düşünceleri daha çok geçmişe dönük karamsarlıklar içerirken obsesyonda hasta geleceğe dair endişeler taşır. OKB’nin beyinle ilişkisini inceleyen araştırmalar da serotonin üzerinde durmaktadır.
OKB hastalarında serotonenerjik antidepresanlar etkili olmaktadır.
OKB, depresyondan daha zor tedavi edilebilen bir hastalıktır. Antidepresanları depresyonda kullanılan dozdan daha yüksek dozda vermek gerekebilir. OKB’de tek başına ilaç tedavisi bazen sorunu çözmede etkili değildir. Böyle durumlarda tedaviyi psikoterapi ve TMS ile desteklemek çok iyi sonuçlar vermekte, hastaların yüzde 90’ınında tedavi gerçekleşmektedir.
OKB’de TMS
OKB’de beynin ön kısmı olan frontal korteks ile bazal ganglionlar ve limbik sistem gibi alt beyin yapıları arasında bir iletişim kopukluğu olmaktadır. TMS uyarıları bu iletişimsizliği ortadan kaldırır.
Ancak bazı durumlarda ilaç tedavisinin her zaman tek başına etkili olamadığı gibi, TMS de bazen tek başına yeterli sonuç verememektedir. Genel olarak TMS tedavisi düşünülen hastalar, ilaç tedavisinden ya da terapilerden olumlu sonuç alamamış tedaviye direnç gösteren vakalar olmaktadır. Bu nedenle bu hastalara standart tedavi uygulamalarından farklı olarak daha fazla TMS seansı gerekebilmektedir.
Ağır vakalarda ilaç tedavisi, terapi ve TMS olmak üzere üçlü kombinasyon daha etkili sonuç vermektedir.
TMS’nin OKB üzerindeki olumlu etkileri seansların bitiminden aylar sonra da gerçekleşebilmektedir. Fakat seans sayıları, depresyon ve panik ataktakilerden daha fazla olabileceği için sabırlı ve inançlı olmak gerekmektedir.