Biyokimya
Aloe Vera
Aloe vera; yapraklarında suyu depolayan kalın, kısa gövdeli bir bitkidir. Kozmetik, ilaç ve gıda endüstrisinde yaygın olarak kullanılmaktadır ve dünya çapında 13 milyar dolarlık tahmini bir piyasa değerine sahiptir.
Aloe veranın faydaları
• Sağlıklı bitki bileşikleri içerir
Aloe vera yaklaşık 12-19 inç (30-50cm) uzunluğunda, kalın, sivri ve etli yeşil yaprakları ile bilinmektedir. Her yaprak, yaprakları saklayan suyu depolayan yumuşak bir doku ile doludur. Bu ince ve suyla doldurulmuş doku, aloe vera ürünleri ile ilişkilendirdiğimiz ‘jel’dir. Jel; vitaminler, mineraller, amino asitler ve antioksidanlar gibi bitkideki biyoaktif bileşiklerin çoğunu içerir.
• Antioksidan ve antibakteriyel özellik gösterir
Antioksidanlar sağlık için önemlidir. Aloe veradaki jel, polifenoller olarak bilinen geniş bir madde ailesine ait güçlü antioksidanlar içerir. Bu polifenoller, aloe verada bulunan diğer birçok bileşenle birlikte insanda enfeksiyona neden olabilecek bazı bakterilerin büyümesini engellemeye yardımcı olabilir. Aloe vera jeli, aynı zamanda antienflamatuar ve antibakteriyel özelliği nedeniyle diş macununda da kullanılır.
• Yanıkların iyileşmesini hızlandırır
Aloe vera yaygın olarak topikal bir ilaç olarak kullanılır, oral kullanım yerine cilde sürülür. Özellikle yanıkların tedavisinde uzun süredir kullanıldığı bilinmektedir. Çalışmalar birinci ve ikinci derece yanıklar için aloe veranın etkili bir topikal tedavi aracı olduğunu düşündürmektedir. Yapılan deneysel çalışmalar, aloe veranın yanıkların iyileşme süresini geleneksel ilaçlara kıyasla yaklaşık dokuz gün azaltabildiğini ortaya koymuştur. Aloe veranın diğer yara türleri için bir iyileştirme aracı olarak kullanılabileceğine dair kanıtlar yetersizdir.
• Diş plağını azaltır
Diş çürüğü ve diş eti hastalıkları sık karşılaşılan sağlık problemlerindendir. Bu rahatsızlıkları önlemenin en iyi yollarından biri, dişlerdeki plak (bakteriyel biyofilmler) oluşumunu azaltmaktır. 300 sağlıklı insan üzerinde ağız çalkalamaya yönelik yapılan bir çalışmada %100 saf aloe vera suyu, standart gargara karşılaştırıldı. Aloe veranın dört günlük kullanımın ardından gargara çözeltisi kadar etkili olduğu tespit edilmiştir. Bir başka çalışmada aloe vera 15 ila 30 günlük bir süre boyunca kullanıldığında benzer yararları bulunmuştur. Aloe vera ağızdaki bu etkisini ağız florasında yer alan Streptococcus Mutans ve Candida Albicans’ı öldürerek yapar.
• Kanser yaralarındaki etkisi
Birçok insan hayatında ağız ülseri ya da kanser temelli bir yara ile karşı karşıya gelir. Bu tip yaralanmalar genellikle dudak altında, ağzın içinde oluşurlar ve yaklaşık 7-10 gün süreyle hastayı rahatsız eder. Çalışmalar, aloe vera tedavisinin ağız ülserlerinin iyileşmesini hızlandırabileceğini ikna edici bir şekilde göstermiştir. Tekrarlayan ağız ülseri olan 180 kişi ile yapılan 7 günlük bir çalışmada; bölgeye uygulanan bir aloe vera yaması ülserler boyutunun azaltmasında etkili olmuştur. Başka bir çalışmada aloe vera jeli sadece ağız ülserlerinin iyileşmesini hızlandırmakla kalmamış aynı zamanda onlarla ilişkili ağrıyı da azaltmıştır.
• Kabız yaralarını azaltır
Aloe vera genellikle kabızlığı tedavi etmek için kullanılır. Bu sefer jel değil, faydayı sağlayan latekstir. Lateks, yaprak derisinin hemen altında bulunan yapışkan sarı bir tortudur. Bu etkiden sorumlu anahtar bileşik, iyi kurulmuş laksatif etkileri olan aloin veya barbaloin’dir. Bununla birlikte sık kullanımla ilgili güvenlik sorunları hakkında bazı endişeler dile getirilmiştir. Bu nedenle aloe lateks, ABD’de 2002’den beri reçetesiz satılan bir ilaç olarak mevcut değildir. 2013 yılında yapılan bir denemede aloe veranın huzursuz bağırsak sendromlu (IBS) kişilerde karın ağrısı ve şişkinliğin azaltılmasında olumlu bir etkisi olduğu bulunmuştur. Bununla birlikte, bu çalışma bir kontrol grubundan yoksundur. Diğer bir deyişle semptomları aloe veranın doğrudan bir sonucu olarak gelişip gelişmediğini belirlemek mümkün değildir. Semptomlar zaman içinde veya plasebo etkisinin bir parçası olarak doğal düzelmiş olabilir. IBS semptomlarını tedavi etmek için aloe veranın kullanımını destekleyen kanıtlar halen mevcut değildir. Aloe veranın IBS’li kişiler için sahip olabileceği faydaları belirlemek için daha yüksek kalitede kontrollü çalışmalar gerekli olacaktır. Popüler inanışın aksine aloe vera, huzursuz bağırsak sendromu ve inflamatuar bağırsak hastalığı gibi diğer sindirim bozukluklarına karşı etkili görünmemektedir. Aloe vera, yaprağının yeşil kısmı kullanılarak bir meyve suyunun içine atılabilir. Bu meyve suyu müshil olarak davranabilir, kabızlık veya ishali tedavi etmek için kullanılabilir.
• Cildi iyileştirebilir ve kırışıkları önleyebilir
Topikal aloe vera jelinin cildin yaşlanmasını yavaşlatabileceğine dair bazı ön kanıtlar bulunmaktadır. 45 yaşın üzerindeki 30 kadın üzerinde yapılan bir çalışmada jelin topikal uygulamasının, kollojen üretimini arttırdığı ve 90 günlük bir dönemde cilt elastikiyetini artırdığı gözlenmiştir. Bir başka çalışmada aloe veranın cildin kızarıklığını azalttığı fakat aynı zamanda cilt hücrelerini dehidrate ettiği bulunmuştur. Aloe veranın sedef hastalığı ve radyasyon dermatiti gibi cilt durumlarını tedavi edebileceğine dair çok az kanıt var. İnsanların bitkinin yapraklardan jel çıkarmaları, nemlendiriciler ve sabunlar gibi cilt hastalıklarını tedavi etmek için bitkiyi kullanmaları ise artık yaygındır.
• Kan şekeri seviyesini düşürür
Aloe vera bazen geleneksel bir diyabet ilacı olarak kullanılmaktadır. İnsülin duyarlılığını arttırdığını ve vücuttaki kan şekeri kontrolünü geliştirdiği söylenir. Tip 2 diyabetiklerde yapılan birçok hayvan ve insan çalışmasında, aloe vera alımı neticesinde umut verici sonuçlar elde edilmiştir. Ancak bu çalışmaların kalitesi oldukça zayıftır. Bu nedenle aloe verayı bu amaç için tavsiye etmek için kesinlikle zamana ihtiyaç vardır. Ek olarak aloe vera takviyelerinin, uzun süreli alımında bazı karaciğer hasarı vakaları bildirilmiştir.
Aloe veranın yan etkileri
Aloe vera suyu saflaştırılabilir (renklendirilebilir) ya da arındırılmamış (renklendirilmemiş) olabilir. Sulandırılmamış meyve suyu, şu gibi olumsuz yan etkilere neden olabilir: Karın ağrısı, ishal, dehidrasyon veya elektrolit dengesizlikleri, düşük kan şekeri seviyeleri, alerjik reaksiyonlar, diğer ilaçlar ile etkileşimler. Bitkinin bütün yaprağı ile yapılan meyve suları lateks içerebilir ve olumsuz yan etkilere yol açabilir. İnsanlar bu tür suyu sadece küçük miktarlarda içmelidir.
Bazı araştırmalar, hayvansal çalışmalarda uzun süreli kullanımdan sonra saflaştırılmamış meyve suyunu kanserle ilişkilendirilmiştir. Ancak bunun insanlar için de geçerli olup olmadığı net değildir. Aloe veranın özellikle cilt ve diş etleri için bir merhem olarak uygulandığında bazı benzersiz terapötik özellikleri vardır. Çeşitli aloe vera ürünleri; aloe vera jeli, meyve suyu, takviyeler, yağ ve toz gibi sağlık gıda mağazalarında veya çevrimiçi olarak satın alınabilir. Bir rahatsızlığı tedavi etmek için aloe vera ürünlerini kullanmadan önce ve olası bir aloe vera suyu içtikten sonra yaşanan yan etkilerde kesinlikle bir doktora başvurun.
Kaynak: Medicalnewstoday
Aynur GÜLER