Haberler
BİTKİLER UZAYLI MI?
Bununla birlikte henüz keşfedilmeyen bitkiler ve keşfedilen bitkilerin de henüz keşfedilmeyen özellikleri bulunmaktadır.
Bitkilerin ilginç dünyası akıllara bitkilerin uzaylı olup olmadığı sorusunun takılmasına bile sebebiyet verebilmektedir. Bilimsel veriler bizlere bitkilerin hem uzaylı sayılabileceğini hem de sayılamayacağını göstermektedir.
Evet Bitkiler Uzaylı!
Evet, bitkiler uzaylı sayılabilmektedir çünkü; bitkiler dahil tüm canlıların evrimsel geçmişlerine ve oluşum basamaklarına bakıldığında yeryüzünde oluşan ilk canlıdan sonra gelen tüm canlıların oluşması için salt dünya koşulları (elementler, moleküller vs.) yeterli olmamış dolayısıyla dünya dışından (uzaydan!) göktaşlarının bu canlılık ‘çorbası’na katkısının olduğunu bugün bilim defalarca kanıtlamıştır. Bu da bitkiler dahil tüm canlıların aslında dünya dışı katkılarla hayatta olduklarını, var olduklarını dolayısıyla dünya dışı (uzaylı) sayıldığı anlamına gelmektedir. Bilim insanları da özellikle bitkiler hakkında onlarca yıldır bu konuda bazı kanılarda bulunmuşlardır. 1843- 1920 yılları arasında yaşamış olan Rus botanikçi Kliment Timiryazev bitkileri; dünya ile güneş arasındaki bağlantı olduklarını yazmıştır.
Nitekim; sanılanın aksine dünya, uzay dışı bir gezegen olmadığından dünyalıların da (dünyada yaşayan tüm canlıların da) uzaylı sayıldığı gerçeğinin de göz ardı edilmemesi gerekmektedir.
Ayrıca bitkilerde var olup diğer canlıların hiçbirinde olmayan bazı özelliklerin (örneğin hiçbir canlıda var olmayan bazı üreme stratejilerinin) olması bitkilerin tuhaf dünyasına ışık tuttuğu kadar bitkilerdeki bu spesifik özellikler yüzünden (ya da sayesinde) onların uzaylı ünvanını hak ettiklerini göstermektedir. Tüm bu sebeplerden dolayı bilimsel veriler ışığında bitkiler dahil tüm canlıları bir açıdan (bir miktar) dünya dışı varlık saymak yanlış olmayacaktır.
Hayır Bitkiler Uzaylı Değil!
Diğer taraftan hayır, bitkiler uzaylı değildir çünkü; her ne kadar bitkileri diğer canlılardan ayıran onca özellik olsa da dünya dışı varlık sayılamamaktadırlar. Bitkilerin diğer canlılarla aynı canlılık ‘çorbası’ndan evrimleşmeleri onlardaki birçok özelliğin diğer canlılarda da var olması gerçeğini bizlere göstermektedir. Bitkilerin diğer canlılardan ve insanlardan farklı olmadığı hususu geçmişte yaşayan büyük bilim insanları ve filozoflardan itibaren tartışılan (ya da bilinen) bir husustur. Örneğin milattan önce (460-360 yılları arasında) yaşamış olan Demokritos; bitkileri gelişmiş canlılar olarak değerlendirip bitkileri insanlarla karşılaştırmıştır. Demokritos bununla kalmayıp ağaçları (bitkileri) kafaları toprakta ayakları havada ters dönmüş insanlara benzetmiştir. Bunlar, bitkiler hakkında canlılar içindeki farksızlıklarının uzun yıllardır gündemde olduğunu göstermektedir.
Günümüzde bu bitki ve diğer canlılar (özellikle hayvanlar) arası farksızlıkların (ya da benzerliklerin) moleküler ya da davranışsal boyutlarda olabildiğini görmekteyiz.
Örneğin; bilim insanları tarafından bitkilerde keşfedilen bazı gen gruplarının diğer canlılarda hatta çoğu canlıda var olması bitkileri diğer canlılarla aynı dünyanın canlısı olduklarını göstermektedir. Bitki genetikçilerinin başta yalnız bitkilerde var olduğu sanılan bitkilerdeki ışığa yönelik tepkilerin düzenlenmesinden sorumlu gen gruplarının daha sonra hayvanlarda da hatta insanlarda da var olduğu keşfedilmiştir. Söz konusu bu gen gruplarının keşfi bitkilerde de hayvanlarda da ışıkla ilgili tepkilerle birlikte bazı gelişimsel süreçlerin yönetilmesinden mesul gen gruplarını göstermekle kalmamış, aynı zamanda bitkilerle diğer canlılar (özellikle hayvanlar) arasındaki genetik farksızlığın sanılandan çok daha az olduğunu göstermiş bulunmaktadır. Bu bilimsel keşifler bitkileri diğer canlılardan farklı yapılardan dolayı bir açıdan onları uzaylı saymanın yanlış olabileceğini göstermektedir.
Bitki-Hayvan Farksızlığı Üzerine
Bitkilerle hayvanlar ve diğer canlılar arasında protein düzeyinde de benzerliklerin olduğu bulunmuştur. Örneğin; bitki bilimciler, bitki hücrelerinin birbirleriyle elektrik akımları aracılığıyla haberleştiğini, ayrıca bitkilerin insan ve diğer hayvanlarda ‘nöroreseptör’ olarak bilinen proteinler içerdiğini bulmuşlardır.
Yukarıda sayılan gerekçeler ve bilimsel gerçekler bitkilerin sanılandan daha fazla diğer canlılarla benzerliğinin bulunduğunu göstermektedir. Yalnız moleküler değil aynı zamanda davranışsal olarak da bazı benzerlikler mevcuttur. Örneğin; bitkiler üzerine onlarca yıl yapılan fizyolojik araştırmalar bitkilerin çevrelerinin son derece farkında olduklarını ve buna göre davranış sergilediklerini göstermektedir. Bitkilerin ışığa yönelimi (hareketi) bilinen klasik fizyolojik gerçektir. Günümüz bilimsel verileri bitkilerin ışık dünyasının çok daha derin olduğunu göstermiştir. Bitkilerin; farklı ışık renklerini ayırt etmekle kalmadığı aynı zamanda ışığın şiddetini dahi ölçüp buna göre tepki verdikleri, hareket ettikleri bilinmektedir. Avusturyalı botanikçi Gottlieb Haberlandt (1854- 1945) her ne kadar deneysel olarak test edemese de bitkilerin ışığa tepkileri ile sınırlı olmadığını aynı zamanda şekiller hakkında bitkilerin tepkiler verebildiğini bulmuştur. Haberlandt bitkilerin dış dünyaya ait şekilleri ayırt etmek için tıpkı bizim korneamız ve merceğimizi kullandığımız gibi epidermal hücrelerini kullandıkları varsayımında bulunmuştur. Dahası günümüz verileri bitkilerin dokunulduklarını fark ettiklerini ve buna uygun tepkiler verdiklerini açıkça ortaya koymaktadır.
Bitkiler hakkında yapılan güncel araştırmalar bitkilerin (biz insanlar gibi) geçmişlerinin dahi farkında olduklarını, bu sayede hayatta kaldıklarını göstermektedir. Örneğin; bitkiler geçmişte geçirdikleri enfeksiyonları, saldırıları (biyotik) ve yıpranmalara neden olan koşulları (abiyotik) hatırlayıp bu anılara (geçmişe) göre fizyolojik ve davranışsal değişimlere gitmektedirler.
Görüldüğü üzere bitkiler aleminin tuhaf dünyası, onların yaşayışlarındaki özelleşmeler bitkiler hakkında farklı görüşlere ve sanılara itebilmektedir. Lakin bilimsel veriler bitkiler hakkında sınırlı da olsa bazı aydınlatıcı bilgiler vermiş ve vermeye de devam etmektedir.
Son olarak; tüm bu çalışmaların ve bilimsel gerçeklerin bitkilerin uzaylı olup olmadığı sorusuna ve şüphelerine geçerli cevaplar içermesinden daha ziyade bitkilere karşı bakış açımızı değiştirmeye yeterli olacağını belirtmek gerekmektedir.
Kaynaklar:
• Campbell, N. A., Reece J. B. 2008. Biyoloji (Çeviri Editörleri: Gündüz, E., Demirsoy A., Türkan İ.). Palme Yayıncılık, Ankara.
• Chamovitz, D. 2012. What A Plant Knows - A Field Guide To The Senses (Bitkilerin Bildikleri - Dünyaya Bitkilerin Gözünden Bakmak). Metis Yayınları. İstanbul. (Çeviri: Gürol Koca).
• Mancuso, S., Viola, A. 2017. Bitki Zekâsı (Verde Brillante). Yeni İnsan Yayınevi, 2.Baskı, İstanbul. (Çeviren: Almıla Çiftçi).
• https://www.bilimya.com/bitkiler-uzayli-mi.html
Biyolog Muhyettin ŞENTÜRK