Araştırma
Orangutanlar Uykudan Vazgeçip Sosyalleşiyor
25 Haziran’da Current Biology dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, orangutanların ne kadar uyuduğunu belirleyen en büyük etkenlerden biri sosyal çevreleri.
Orangutanlar yarı-sosyal büyük insansı maymunlar olarak kabul edilir; yani genellikle bireysel alanlarında yaşarlar ve—anneler ile yavrular dışında—günlerinin çoğunu yalnız geçirirler. Ancak yine de sosyal etkileşimde bulunurlar ve cinsiyet ile yaşam evresine bağlı olarak zamanlarının yarısını başkalarıyla yakın mesafede geçirebilirler. İnsanlar gibi avcı-toplayıcı gruplarda evrimleşmemiş olsalar da, yeni bulgular bu tür için sosyalleşmenin ne kadar önemli olduğunu vurguluyor. Araştırmacılar, orangutanlar geceyi başkalarına yakın geçirmeyi tercih ettiklerinde daha az dinlendiklerini ve ertesi gün daha fazla kestirdiklerini raporladı. Ancak uyku kaybına rağmen, orangutanlar yine de gece yuvalarını birbirlerine yakın kurmayı tercih ediyor.
“Gerçekten yalnız kalmak isteseler, bunu sağlayabilecek kontrole sahipler,” diyor Bir akşam arkadaşlarınızla geç saatlere kadar dışarıda kaldıysanız ve ertesi gün öğle saatlerinde kısa bir uykuya ihtiyaç duyduysanız, yalnız değilsiniz. araştırmanın yazarlarından, Max Planck Hayvan Davranışı Enstitüsü'nden evrimsel biyolog Caroline Schuppli. “Bana göre bu sonuç, sosyal bağların ne kadar hayati olduğunu gösteriyor—bu yarı-sosyal tür için bile… Sırf daha az uyuyacaklar diye bundan vazgeçemiyorlar.”
Araştırma ayrıca insanlarla orangutanlar arasında başka ilginç benzerlikler de ortaya koyuyor. Kestirme süresi, sıcaklık ve seyahatin etkisi, hatta uyumadan önce “yatak yapma” ritüeli gibi alışkanlıklar bize oldukça benziyor.
“Uykunun evrimsel geçmişini, onun evrimleştiği doğal ortamlarda inceleyerek çok şey öğrenebiliriz,” diyor Schuppli.
Orangutanlar ‘Yataklarını Yapıyor’
2007’den 2023’e kadar Schuppli ve Endonezya’daki yerel saha asistanlarından oluşan bir ekip, bireysel orangutanları sabah uyanışlarından gece yatışlarına kadar takip etti. Her bir orangutanı üç kişilik ekipler izledi. Dürbünlerle, boyunları gökyüzüne dönük, bataklık Sumatran ormanlarında yürüyerek 17 yıl boyunca 53 yetişkin birey hakkında veri topladılar.
Her akşam uyumadan önce, orangutanlar “yataklarını yapıyor”; dallar ve yapraklardan oluşan yuvalar inşa ediyor. Araştırmacılar, bu popülasyonun gündüz kestirmeleri için biraz daha basit yuvalar yaptığını, diğer grupların ise genelde çıplak dallar üzerinde dinlendiğini gözlemledi.
Uyku süresini tahmin etmek için, her bireyin yuvada sessizce hareketsiz kaldığı süre ölçüldü. Ortalama olarak orangutanlar saat 17:40 civarında yuvalarına giriyor, güneş doğduktan kısa bir süre sonra da, 06:28’de çıkıyorlardı—yani yaklaşık 13 saat “yatakta” geçiriyorlardı.
Esaret altındaki orangutanlarla yapılan önceki bir çalışmaya göre, yuvalarında sessiz geçirdikleri sürenin %75’ini uyuyarak geçiriyorlar. Bu da gece başına yaklaşık 10 saatlik gerçek uyku süresi anlamına geliyor. Ayrıca, günde ortalama 76 dakika süren kestirmeler yapıyorlar; bu süre 1-2 farklı yuvada ve birkaç bölüm halinde gerçekleşiyor. Ortalama kestirme süresi ise yaklaşık 10 dakika.
“İnsanlarda önerilen ‘güç kestirmesi’ süresiyle şaşırtıcı şekilde benzer,” diyor Schuppli.
Araştırmacılar ayrıca bir günkü dinlenmenin bir sonraki günü nasıl etkilediğini de inceledi. Çevresel ve sosyal değişkenlerle karşılaştırmalar yapıldı: sıcaklık, yağmur, diğer orangutanlara yakınlık, günlük seyahat mesafesi ve yemek miktarı gibi.
Sonuçlar, gece uykusu kısaldığında orangutanların bunu ertesi gece telafi etmek yerine kestirmelerle dengelediğini gösterdi. Kaybedilen her saatlik gece uykusu için, gündüz kestirme süresi ortalama %12,3 artıyordu (yaklaşık 10 dakika). “Sanki yerine getirmeleri gereken bir kestirme kotası var,” diyor Schuppli.
Bu çalışmadaki orangutan popülasyonu, düzenli alet kullanımı ve yüksek sosyal etkileşim seviyesi ile dikkat çekiyor—her ikisi de yüksek bilişsel enerji gerektiriyor. Bu yüzden, yeterli uyku bu grup için özellikle önemli olabilir.