Mikrobiyoloji
Araştırmacılar Zika Virüsü ile ilgili önemli bir atılıma imza attı
Florida State Üniversitesi araştırmacıları; Zika virüsünün doğum kusurlarıyla bağlantılı olup olmadığını öğrenmek için yaptıkları araştırmada, virüsün doğrudan beyin gelişim hücrelerini hedeflediği ve onların büyümelerini engellediği konusunda önemli bir atılım gerçekleştirdi. Bu gelişme, bilim adamlarının beyindeki bu kritik hücrelerin virüsün hedefi olduğunu ve virüsten negatif olarak etkilendiklerini gösterdiği ilk önemli bulgu niteliği taşıyor.
Araştırmada ismi geçen FSU biyolojik bilimler profesörü Hengli Tang 4 Mart’ta Cell Stem Cell dergisinde yayımlanan çalışmanın başyazarı ‘’Enfeksiyon ve nörolojik bozukluklar arasındaki bilgi boşluğunu doldurmaya çalışıyoruz,’’ diye açıklama yapıyor Tang. ‘’ Araştırmamız, bu konudaki ilk adım ve kritik bir soruya cevap veriyor. Artık virüsü doğru hücre tipinde çalışabilir, ilaçları doğru hücre tipinde görüntüleyebilir ve doğru hücre tipinin biyolojisini çalışabiliriz.’’
Zika virüsü 1947’de keşfedilmesine rağmen nasıl bir mekanizmaya sahip olduğu ve sağlık üzerine olası etkileri (özellikle hamile kadınlarda) hakkında çok az bilgi mevcut bulunmaktaydı. Klinik gözlemler ve anektodsal kanıtlardan yola çıkarak küçük kafalı ve beyin gelişimi problemi yaşayan yeni doğanlar yani mikrosefali ile ilişkisi olduğu orta konmuş ancak, bunun nasıl olduğuna dair net bir kanıt elde edilememişti. Tang, Johns Hopkins Üniversitesi ve Emory Üniversitesi araştırmacıları ile birlikte virüsle enfekte olduktan üç gün gibi kısa bir süre sonra virüsün, direk olarak insan embriyonik kortikal nöral progenitör olarak adlandırılan hücre tipini hedeflediğini ortaya çıkardı.
Ayrıca araştırma ekibi; enfekte olan bu hücrelerin Zika virüsünü replike ettiğini, potansiyel tedavi sorunlarına yol açtığını ve virüsün doğrudan hücre büyümesi ve fonksiyonuna müdahil olduğunu keşfetti. Bazı hücrelerin ise enfekte olduktan sonra öldüğü görüldü. ‘’Bu çalışmalar mikrosefaliyle olan bağlantının nedenini potansiyel olarak açıklayabilir ancak buna asıl sebep olan etkiyi göstermek için çok daha fazla çalışmaya ihtiyacımız var,’’ diye konuştu Johns Hopkins Üniveristesi nöroloji profesörü Guo-Li Ming.
Son bir yıldır bu konu hakkında yapılan araştırmalar, dikkat çekici bir hızla gerçekleşmekte. Halk sağlığı üzerinde etkileri nedeniyle, araştırmacılar dünya çapında virüsün nasıl çalıştığını ve potansiyel hedeflerini anlamaya çalışıyorlar. Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) hazırladığı son rapora göre Zika virüsü 52 ülkede varlığı rapor edildi.
Yaklaşık bir ay önce, John Hopkins Üniversitesi Nöroloji profesörlerinden Hongjun Song ve Ming liderliğindeki bir araştırma ekibi Tang ve öğrencileri ile birlikte virüs ile enfekte olmuş sinir kök hücrelerini izlemeye başladılar. Bilim insanları virüsün yol açtığı gen ekspresyon değişikliklerini analiz etmeleri için birkaç hafta sonra Emory’a nakil ettiler.
Tang, daha önce Ulusal Sağlık Enstitüsü (NIH) tarafından finanse edilen Zika virüsü benzeri olan Dang virüsünü araştırmak için çok donanımlı bir laboratuvarda benzersiz bir konumda çalışmıştır. (Zika virüsü Dang virüsü ile aynı cins içinde yer alıyor, aynı tür sivrisinekler ile bulaştırılıyor ve benzer akut hastalığa neden oluyor.) Song , Ming ve Tang virüsün sinir hücrelerine etki gösterdiği yönünde görüşe sahiplerdi ve Dang virüsü için olan laboratuvarlarında Zika virüsünü ele aldılar.
Bu üç laboratuvarın işbirliği ile ortaya çıakrılan bu çalışmalar detaylanarak devam edecek. Aynı zaman aralığında farklı bakış açıları ile hastalıkla mücadele edilebilmesi içinde önemli bir yaklaşım olacaktır. Tang, virüsün hücreye nasıl girdiğini ve sonra hücredeki normal özellikleri nasıl bozduğuna dair süreçleri araştırıyor. Ming, nöral progenitör hücreleri ile mikrosefali arasındaki bağlantıyı incelemek için beyinlerde 3D modelleri kullanmakta ve Song, Zika Virüsü’nün diğer hücre tiplerinin aksine neden nöral progenitör hücreleri seçtiğini araştırmaktadır.
Virüs hakkında hala birçok cevap bulunamamış soru bulunsa da, bu keşif önemli bir ilk adım olarak öne çıkıyor.
Tang bu keşif hakkında; “Bu virüsün hücreleri enfekte ettiğini ve işlevlerini değiştirdiğini bilen ilk insanlar olmamız, kelimenin tam anlamıyla bizim için çok önemli. Araştırma genel olarak tatmin edici olsa da bu araştırmanın sonucunun uzun vadede insanlara yardımcı olabileceğini bilmek daha da tatmin edici.” şeklinde konuştu.
Yayındaki diğer katkısı bulunan araştırmacılar ise Florida State Üniversitesi araştırmacısı Ruth Didier ve onun lisans üstü öğrencileri olan Christy Hammack, Sarah Ogden, Emily Lee; Johns Hopkins Üniversitesinden Zhexing Wen, Xuyu Qian, Kimberly Christian ve Emory Üniversitesinden Yujing Li, Bing Ya, Feiran Zhang, and Peng Jin’dir. Bu kalabalık bir ekip, Florida State University, Maryland Stem Cell Research Fund ve National Institutes of Health ile desteklenmiştir.