Arşiv
YALNIZLIĞIN BEYİNDEKİ YANSIMASI
Yapılan yeni bir araştırma, çeşitli beyin bölgelerinin hacmi ve bu bölgelerin beyin ağları boyunca birbirleriyle nasıl etkileşime geçtikleri açısından bazı temel farklılıkların yalnız insanların beyinlerinde özel bir tablo oluşturduğunu gösterdi.
Bir grup araştırmacı dünya genelinden sağlık bilimcilerinin erişimine açık bir veri tabanı olan UK BioBank’ta verilerinin kaydedilmesine onay veren yaklaşık 40.00 orta yaşlı ve yaşlı yetişkin bireyin manyetik rezonans görüntüleme (MRI), genetik ve psikolojik öz değerlendirme verilerini incelediler. Daha sonra sıklıkla yalnız hissettiklerini belirten katılımcıların MRI verileriyle öyle düşünmeyen katılımcıların verilerini karşılaştırdılar.
Araştırmacılar yalnız insanların beyinlerinde çeşitli değişiklikler saptadılar. Bu değişikliklere ağırlıklı olarak varsayılan ağ isimli; geçmişi hatırlama, geleceği planlama, başkaları hakkında düşünme ve hayal kurma gibi iç düşüncelerle ilişkili beyin bölgelerini kapsayan bir bölgede rastlandı. Araştırmacılar yalnız insanların varsayılan ağlarının daha sıkı biçimde dallandığını ve şaşırtıcı şekilde beyindeki gri madde hacminin varsayılan ağ bölgelerinde artış gösterdiğini keşfettiler.
Hippokampustan varsayılan ağa sinyal taşıyan nöron ağları demeti olan forniksteki değişiklikler de yalnızlıkla ilişkilendirildi. Yalnız kişilerde bu sinir yolu çok daha korunmuş haldeydi.
Varsayılan ağı, geçmişi hatırlarken, geleceği gözümüzde canlandırırken ya da şimdiki bir anı düşünürken kullanırız. Bu ağın yapısı ve işlevinin yalnızlıkla pozitif olarak ilişkilendirilmesi, yalnız insanların hayal güçlerini daha sık kullanıp geçmişi hatırlayarak ya da geleceğe dair umutlarını hayal ederek sosyal izolasyonlarıyla başa çıkmalarından kaynaklı olabilir.
Çalışmanın baş yazarı, McGill University The Neuro (Montreal Neurological Institute- Hospital)’dan Nathan Spreng; “Arzu edilen sosyal deneyimlerin yokluğunda yalnız bireyler, geçmişi hatırlama ya da sosyal deneyimleri hayal etme gibi iç dünyalarına yönelik düşüncelere eğilimli olabilirler. Bu tür bilişsel işlevlerin varsayılan ağ beyin bölgeleriyle ilişkili olduğunu biliyoruz. Bu yüzden, kendine yönelik düşüncelerde ve olası sosyal deneyimlerin hayalinde artış görülmesi doğal olarak varsayılan ağdaki hafıza temelli işlevlerle birleşiyor” dedi.
Yalnızlık gün geçtikçe önemli bir sağlık sorunu olarak kabul edilmeye başladı ve önceden yapılan çalışmalar yalnızlık çeken yaşlıların bilişsel gerileme ve demans yaşama risklerinin yükseldiğini ortaya koydu. Yalnızlığın beyinde kendini nasıl gösterdiğini anlamak nörolojik hastaları önlemek ve daha etkili tedaviler geliştirmekte anahtar nokta olabilir.
Çalışmanın kıdemli yazarı ve The Neuro and Quebec Artificial Intelligence Institute’de araştırmacı olan Danillo Bzdok; “Yalnızlığın beyne nasıl etkilerinin olduğunu anlamada daha çok erken bir aşamadayız. Bu alanda bilgi hazinemizi genişletmek, günümüz toplumundaki yalnızlığı azaltmanın önemini biraz daha fark etmemizi sağlayacak” diye ekledi.
Kaynak: https://www.sciencedaily.com/releases/2020/12/201215082059.htm
Aslı Nur AKAYDIN