Diğer
Sahteci bilime karşı gizli savaş
2013 yılında Huang Song, Pekin’de çıktı almak için baskıcıya gitti. Bu baskıcı da bir yazıcının yüzlerce deney kimyasalının etiketini bastığını gördü. Ama Huang’ı asıl şok eden durum bu etiketlerin üzerinde orijinal küresel markaların isimlerinin yazmasıydı. Evet Abcam, Cell Signaling Technology gibi markalara ait pahalı antibadilerin etiketleri burada çoğaltılıyordu. Uzun süredir Huang ve arkadaşları kullandıkları deney kimyasallarından şüphelenmekteydiler. Ancak bir ipucu bulamamışlardı. Ancak etiketlerin burada çoğaltıldığını görmesi ile aslında sorularına cevaplar netleşmişti. Markaların Çin distribütörlükleri; malzemeleri seyreltiyor ya da sahtelerini de üretiyor ve orijinal ürünmüş gibi satıyorlardı.
Çin genel olarak sahte ürünleri ile ünlenmiş bir ülke. Neredeyse her şeyin sahtesi Çin’de üretilebiliyor. Tabi ki kimyasal maddelerinde sahtelerinin üretilmesi ya da orijinal ürünlerin seyreltilerek miktarlarının arttırılması kimseye şaşırtıcı gelmiyor. Bu durum Çin’de çoğu araştırmacı tarafından biliniyor. Ancak nasıl mücadele edilebileceği net olarak ortaya konmuş değil. Sahte kimyasal kullanım sonucunda, deneylerin sonuçlarının çıkmaması ve pek çok emeğin boşa gitmesi yaşanan bir durum. Böyle bir durumla karşılaşan kimi araştırmacılar, ucuz ürün kullandıklarının ifşa olmasını da istemedikleri için de yasal yollara başvuramıyorlar.
Huang bu durumdan 2012 yılında şüphelenmiş. Bir araştırma sonucunda ortaya çıkan bulgularını yayınladıktan altı ay sonra, Huang aynı deneyleri tekrarlamak istemiş. Ancak tekrar deneylerinde kimi deneylerin bir türlü sonuç vermediğini görmüş. Bu problemi çözmek için standart protokolleri uygulamış. Yine çözüm bulamamış. Daha sonra ise diğer araştırmacılara danışmış. Ancak yine bir sonuç alamamış. Ve en sonunda, önceki kullandığı sahte malzemelerdeki DNA kontaminasyonunun buna sebep olduğunu fark etmiş. Huang, böyle bir durumda kullandığını kimyasalların saflığı aklınıza gelen en son sorun oluyor diyor.
Laboratuvar kimyasallarında sahtecilik sadece Çin’le sınırlı değil. 2012 yılında Londra ve Bialystok, Polonya’dan araştırmacılar antibadi temelli ELISA kitleri satın almışlar. Bu kitlerin kronik böbrek hastalığı olanların kanında bulunan spesifik bir proteini tespit etmesi gerekiyor. Ancak böbrek hastalıkları uzmanı Herbert Lin bu kitlerin aynı zamanda başka proteinleri de tespit ettiğini fark etmesiyle aslında bu ELISA kitlerinin düzgün çalışmadığı ortaya çıkarılıyor. Toronto’da Mount Sinai Hastanesinde kanser araştırmaları sürdüren Ioannis Prassas’da ELISA ile ilgili benzer bir problemle karşılaştıklarını; bu problemi çözmek içinse iki yıl ve 500 000 Dolar harcadıklarını belirtiyor. Her iki vakada da USCN markalı ELISA kitleri kullanılmış. USCN teknoloji geliştirme başkanı Chris Sun ise, kendi antibodilerini ürettiklerini; sahte ya da düşük saflıkta antibodi kullanmak için bir sebepleri olmadığını belirtiyor ve problemin kendilerinden kaynaklanmadığının altını çiziyor. Bunun yanı sıra distribütörler aracılığı ile satış yaptıklarını bu sahteciliğin bu noktadan kaynaklanabileceğini belirtiyor.
Geçtiğimiz yıl Abcam’a Çin’deki pek çok araştırmacıdan şikayet ve bildirim ulaşmış. Abcam ürünlerin barkodunu, lot numaralarını ve tüketim zamanlarını kontrol etmiş. Bu kontroller sonucunda Çin’deki sahteciliğin %42 oranına ulaştığını fark etmiş.
Sahte ürünlerde neler var ?
Abcam’ın Şangay genel müdürü, sahte ürünlerin içinde ucuz ve sıradan antibadilerin olduğunu belirtiyor. Hatta işi bir adım daha ileri götüren sahteciler, pahalı ve nadir bulunan ürünün moleküler ağırlığına yakın, ucuz ve çok bulunan proteinleri kullanıyorlar ve böylece araştırmacıları kandırabiliyorlar. Ancak bu sahte ürünler hedef bölgelere tutunamıyorlar.
Ancak bundan daha da yaygın olan sahtecilik yöntemi, orijinal ürünlerin seyreltilmesi. Okyanus ötesinden Çin’deki distribütöre gelen orijinal ürünleri, satıcılar seyreltiyorlar. Böylece daha fazla satış yapmış oluyorlar. Ancak, orijinal markalar ambalajlarının kolay taklit edilemeyeceğinin altını çiziyorlar. Ancak sahte ürün üretenler buna da çözüm bulmuşlar. Örneğin 2015 yılında Huang’ın laboratuvarına birileri gelmiş ve 5 dolar karşılığında boş şişeleri almak istediğini söylemiş.