Biyoloji
Yaşayan En Yaşlı Akvaryum Balığı
Avustralya’da sadece iki nehir sistemine özgü olan bu akciğerli balık tipi, aslında hava soluyabiliyor. Avustralya Müzesine göre içinde yaşadıkları akarsular normalden daha kurak olduğunda veya su kalitesi değiştiğinde, tek akciğerleriyle nefes alıyorlar. Genelde zeytin yeşili, siyah ya da kahverengi pulları ve basık burunlu, torpido şeklinde bir vücutları var. Bu canlı türü 100 milyon yıldan uzun süredir var olsa da IUCN Kırmızı Liste’sinde Tehlike Altında olarak sınıflandırılıyor. Yaşam alanlarında insanların sebep olduğu değişimlere karşı çok hassaslar; özellikle de sudaki çökelti seviyelerini artırabilen barajlara.
Methuselah San Francisco akvaryumuna ilk olarak 1938 yılında, Matson Navigasyon Şirketi’ne ait büyük bir yolcu gemisiyle gelmiş. Avustralya ve Fiji’den onunla aynı zamanda gelen diğer 231 balıktan daha uzun yaşamış. O zamanlar Franklin D. Roosevelt, Birleşik Devletler başkanlığının ikinci dönemindeymiş. Geleceğe Dönüş’teki Christopher Lloyd ise sadece bir bebekmiş!
Aradan geçen onlarca yılda Methuselah, bölgede sadece ilerlemiş yaşıyla değil, aynı zamanda cana yakın kişiliği ve göbeğinin kaşınmasını sevmesi sebebiyle de meşhur olmuş. Balığın bu yaş bilgisi, doğadaki akciğer balıklarının yaşının nasıl daha isabetli belirlenebileceğine dönük büyük çaplı bir çalışmaya ve koruma çalışmalarına yardımcı oluyor. Balığın daha önce yaklaşık 84 yaşında olduğu tahmin ediliyormuş.
Steinhart Akvaryumu’nun Akvaryum Projeleri Küratörü Charles Delbeek, “Methuselah’ın bize 1930’ların sonlarında geldiğini biliyoruz ancak o zamanlar yaşını belirlemenin bir yolu yoktu” diyor bir açıklamada. “Dolayısıyla, gerçek yaşına yönelik bilim destekli bilgi edinmek inanılmaz ölçüde heyecan verici. Methuselah, türünün önemli bir elçisi ve dünya çapından gelen tüm ziyaretçilerde eğitimi ve merak düşüncesini canlandırıyor. Fakat oluşturduğu etki, akvaryumun ziyaretçilerine keyif vermenin ötesine gidiyor: Canlı koleksiyonumuzu, biyoçeşitliliği ve hangi türlerin hayatta kalıp serpilmesi gerektiğini daha iyi anlamamıza yardımcı olan dünya çapındaki araştırmacıların kullanımına sunuyor.”
Akciğerli balık gibi antik ve uzun yaşayan balıkların yaşlarını tahmin etmek teknik açıdan zor. Balıkların yaşını tahmin işi, önceleri daha girişimsel ve bazen ölümcül yöntemlere dayanıyormuş. Bu yöntemler pulların kaldırılıp, denge taşı adı verilen iç kulak kemiklerinin incelenmesini de içeriyor. Yeni yaş belirleme yönteminde ise Methuselah’ın yaşı tespit edilirken sadece yüzgecinden alınan küçük bir doku örneği kullanılıyor. Araştırma takımı bu yöntemin, nesli tehlike altında olan diğer türlerde de popülasyonları veya hayvanın sağlığını etkilemeden uygulanabileceğini düşünüyor.
Bu yeni tahminin DNA analizine, Avustralya Uluslar Topluluğu Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Örgütünde (CSIRO) çalışan Ben Mayne ile Avustralya su otoritesi Seqwater kurumunda çalışan David T. Roberts öncülük etmiş. Araştırmacıların yakında çıkacak olan çalışmasında Methuselah ile California Bilimler Akademisine ait, 54 ve 50 yaşlarındaki iki diğer akciğerli balık ile Avustralya ve ABD’deki altı enstitüde bulunan 30 başka akciğerli balık yer alıyor. Çalışmada, Avustralya’ya özgü bu tür için DNA’ya dayalı daha doğru yaş saatleri geliştirilmesi hedefiyle bir katalog oluşturulmuş. Yeni analizde, balığın 101 yaşında bile olabileceği de bulunmuş.
Kaynak: thehill.com