Biyomedikal
Görme engelli anne adayı bebeğine doğmadan dokundu
Bir anne adayının en heyecanlı anlarından biri bebeğinin ilk kalp atışlarını ultrason cihazında duyup, görüntüsünü gördüğü andır herhâlde. Peki ya anne adayı görme engelli ise… Dokuz ay 10 gün süren sabırsız bir bekleyiş olur yaşanan.
Doğuştan görme engelli 8 aylık hamile Yeliz Temiz, Türkiye Hastanesinde geliştirilen 3 boyutlu görüntüleme teknolojisi ile doğmamış bebeğine dokundu. Dünyada 5 ülkede kullanılan, ülkemizde ilk defa Türkiye Hastanesinde uygulanan metotla 4 boyutlu ultrason görüntüsü 3 boyutlu yazıcıdan çıktı alınarak bebeğin bire bir modellemesi elde ediliyor. Yazılımı geliştiren Biyomedikal Uzmanı Halil İbrahim Karatürk, Amerika, Kanada, Estonya, İspanya, İngiltere’den sonra Türkiye’de ilk defa uygulandığını söyledi.
“Doğmadan dokunacağım aklıma gelmezdi”
Türkiye’de ilk defa Türkiye Hastanesinde uygulanmaya başlayan metotla bebeğinin maket modeline dokunan Yeliz Temiz “Ultrason çektirdiğimiz zaman bize sadece düz bir kâğıt veriliyordu. Ama şimdi üç boyutlu olarak dokunuyor ve hangi aşamaya geldiğini hissedebiliyoruz. Bu muhteşem bir duygu. Bebeğime doğmadan önce dokunabileceğimi aklımdan dahi geçiremezdim. Diğer anne adaylarına göre daha da şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Çünkü onlar sadece görüyorlar biz hem kalp gözümüzle görüyor hem de hissedebiliyoruz” dedi.
Eşim sorardı: Gözü - kulağı nasıl?
Lise yıllarında geçirdiği menenjit sonrasında yavaş yavaş görme kabiliyetini kaybeden ve şimdilerde sadece yüzde 30 oranında görebilen Tekin Temiz de sancılı geçen ultrason muayenelerinde eşine bebeklerini tarif etmeye çalıştığını anlatarak “Ben kısmen de olsa görebildiğim için eşimle birlikte kontrollere gittiğimde ona tarif etmeye çalışıyordum. Bana sürekli olarak ‘Gözü nasıl, kulakları nasıl, kime benziyor’ diye soruyordu. Elimden geldiğince onun merakını gideriyordum ama tam olarak tarif edememenin üzüntüsünü de yaşıyordum. Şimdi artık bebeğimizin yüzüne parmaklarıyla dokunarak onu kendisi gördü. Çok mutluyum” dedi.
BEBEĞE EN GÜZEL HATIRA
Yazılımı geliştiren Biyomedikal Uzmanı Halil İbrahim Karatürk, tıbbi cihazların kırılan parçalarını dışa bağımlı olmadan tekrar üretimini sağlamak amacıyla hastaneye 3 boyutlu yazıcı alındığını belirterek “Biraz hayal gücümüzü zorlayarak bilgisayarlı tomografi datalarını ve 4 boyutlu ultrason cihazların datalarını 3 boyutlu yazabilir miyiz diye düşündük. Sonunda yazılımı geliştirmeyi başardık. Anne adayları hastanemize gelip 2. düzey ultrason yaptırdıklarında dilerlerse 3 boyutlu maketini de verebiliyoruz. Tek kriterimiz gebelik haftasının 20-30 arasında olması. 20 haftadan küçük olan anne karnındaki bebeklerin yüz hatları daha belirgin olmadığından dolayı aldığımız görüntüler çok sağlıklı görüntüler olmuyor keza 30 hafta üstü bebeklerde ise anne karnındaki sıvı azaldığından ve bebeğin kafası büyüdüğü için görüntü almakta zorlanıyoruz. Modelleme ile hem anneler bebeklerinin gelişimini rahatlıkla görüyorlar hem de ömür boyu saklayabilecekleri bir hatıraya sahip oluyorlar” dedi.
3D ile organ da üretiliyor
Günümüzde üç boyutlu yazıcı teknolojisi mücevher, aksesuar, ayakkabı tasarımında, endüstriyel ve mimari tasarımlarda, inşaat mühendisliğinde, yapı işlerinde, otomotiv sanayiinde, hava-uzay, dişçilik ve tıp sektöründe, eğitimde, coğrafi bilgi sistemlerinde ve farklı alanlardaki bilimsel çalışmalarda birçok ülkede yaygın olarak kullanılıyor. Henüz deneysel çalışmalarla da olsa, bilim insanları 3 boyutlu yazıcı sayesinde canlı hücrelerin kullanıldığı çeşitli insan organları üretiyorlar.
“Uygulamanın bebeğe hiçbir sakıncası yok”
Türkiye Hastanesi Kadın Doğum Uzmanı Opr. Dr. Özgür Çetiner yöntemin sağlık açısından hiçbir problem teşkil etmediğine dikkat çekerek “Eskiden anne adayları sadece bebeğin kalp atışlarını duyarlardı. Bu şekilde mutlu ve motive oluyorlardı. Daha sonra renkli ultrasonlar çıktı ve 4 boyutlu ultrasonları görerek mutlu oldular. Şimdi ise ellerine maketleri alarak hem dokunuyor hem de mutluluklarını perçinliyorlar. Bunları hazırlamanın herhangi bir mahzuru yok” diye aktardı.
Sanki bebeğimi kucağıma aldım
İstanbul’da yaşayan 23 yaşındaki Yeliz Temiz halk arasında tavukkarası veya gece körlüğü tıptaki adıyla da Retinitis Pigmentosa hastası. 2015 yılında hayatını birleştirdiği eşi Tekin Temiz ise yüzde 30 oranında görebiliyor. Ultrason muayenelerinde sadece kalp atışlarını duydukları bebeklerini görememenin üzüntüsünü yaşayan çiftin imdadına görüntüleme teknolojisi yetişti. Çift, ülkemizde ilk defa Türkiye Hastanesinde kullanılan bir metotla bebeklerinin ultrason görüntüsünün 3D yazıcıdan alınan çıktısı ile daha doğmadan ona dokunma imkânına sahip oldu. Bebeğinin gözlerini, burnunu ve dudaklarını parmaklarıyla hisseden Yeliz Temiz, duygularını “Onu doğmadan kucağıma almış gibiyim” sözleriyle dile getirdi.
Kaynak: http://www.turkiyegazetesi.com.tr/saglik/475022.aspx