Zooloji
Kedi Isırığı Neden Köpek Isırmasından Daha Tehlikelidir?
Çünkü,
“Köpek ısırması” tanımı, genelde ağzı kocaman keskin dişlerle dolu bir şekilde bize saldıran bir hayvan profilini çağrıştırıyor.
Öte yandan kedileri, daha çok elimizde-kolumuzda çiziklere ve tırmalama izine neden olan patileriyle hatırlarız,
Peki ama, kediler ısırır mı?
Belki de “O minicik kedi ısırığı ne kadar tehlikeli olabilir ki?” şeklinde düşünceler aklınızdan geçiyor olabilir.
Ancak,
Birçoğumuzun belki de farkında olmadığı bir gerçek var: Kedi ısırığı, köpek ısırmasından daha tehlikeli olabilir!!!
Evcil dostlarımızın ısırıkları sadece fiziksel bir zarar değil,
Aynı zamanda ciddi enfeksiyon riski taşıyan bir duruma da işaret ediyor.
Özellikle kedi ısırıkları, dikkat edilmesi gereken ve ciddiye alınması gereken bir konu.
Peki, neden kedi ısırıkları daha tehlikeli?
İşte bu yazıda,
Bu iki dostumuzun ısırıklarını karşılaştırarak, neden kedi ısırıklarının köpek ısırmasından daha tehlikeli olabileceğini inceleyeceğiz…
Kedi Isırığı
Kedilerin ağızları ve dişleri daha küçüktür,
Ve,
Bir kedinin ısırığı acı verici veya sinir bozucu olsa da yine de daha az ölümcül görünmektedir.
Ancak, özellikle kedi ısırıklarına karşı dikkatli olmak önemlidir.
İstatistiklere göre, kedi ısırığı mağduru olan ve yaralanma nedeniyle doktora başvuran her 3 kişiden 1’inin hastaneye yatması gerekebiliyor.
Peki kedi ısırıklarını bu kadar tehlikeli yapan şey nedir?
Dişin Şekli, Kesim Derinliği
Hem kedilerin hem de köpeklerin ağızları bakterilerle doludur.
Gerçi bu hiç şaşırtıcı değil; çünkü aslında bizim ağızlarımızın içindeki durum da pek farklı değil…
Ancak bu hayvanlar arasındaki en büyük fark dişlerinin şeklidir.
Kedilerin keskin ve derinlemesine delebilen daha dar dişleri vardır.
Pusu kuran yırtıcılar olarak kediler, avlarına tek bir vuruşta derin ve öldürücü bir vuruş yapabilmek için bu şekilde dişlere ihtiyaç duyarlar.
Köpeklerin dişleri ise daha geniş ve künt yapıdadır. Bu tip dişler ise parçalamak ve yırtmak için daha kullanışlıdır.
Künt dişler daha hızlı hasara neden olur.
Lakin,
Daha derinlere nüfuz eden dişler genellikle uzun ve sivri olanlardır.
Bir kedi ısırığının bıraktığı yaralar nispeten küçük ve göz ardı edilebilir olsa da, cildimizin koruyucu yüzeyinin derinliklerine oldukça tehlikeli mikroorganizmaları bulaştırabilirler.
Bu durum, bakterilerin kolayca cilt altına bulaşmasına ve enfeksiyon oluşturmasına zemin hazırlar.
Özellikle Pasteurella bakterisi, kedi ısırığı ile bulaşabilir ve ciddi enfeksiyonlara yol açabilir.
Köpek ısırıkları ise genellikle daha hızlı iyileşebilir ve kıyasla daha düşük enfeksiyon riskine sahiptir.
Kedi Isırığı ile Bulaşabilen Bakteriler
Hastaneye yatarak tedavi edilmesi gereken köpek ısırığı vakalarının çoğu “ısırığın kendisin neden olduğu hasar” nedeniyle olurken,
Hastaneye kaldırılan kedi ısırığı mağdurlarının çoğu ise gelişen enfeksiyonlar nedeniyle oradadır.
Kedi ısırığı ile en sık olarak üç bakteriye bağlı enfeksiyonlarla karşılaşıyoruz.
Staphylococcus aureus: Kemik, eklem ve kan dolaşımı enfeksiyonlarına neden olabilir. Tedavi edilmezse ciddi organ hasarına ve özellikle genç ve yaşlılarda ölüme neden olabilir.
Pasteurella multocida: Kedi ısırığı enfeksiyonlarının neredeyse dörtte üçünde bulunur. Lokal şişmeye, ağrıya neden olabilir ve tedavi edilmezse kemiklere, kalbe, solunum sistemine yayılabilir; hatta beyne geçerek orada iltihaplanmaya neden olabilir.
Bartonella henselae: “Kedi tırmığı hastalığı” olarak bilinen hastalığa neden olur. Semptomlar şişmiş, ağrılı lenf düğümlerini ve ateşi içerir. Genellikle kendi kendine düzelir ancak nadir durumlarda kalbe veya beyne zarar verebilir.
Bir diğer sorun ise kedi ısırığı ile köpek ısırığının yeri arasındaki farklılıktır.
Köpek ısırıkları sıklıkla bacaklar gibi vücudun daha uzak kısımlarından olurken, tahmin edileceği üzere kedi ısırığı genellikle yüz ve ellerde meydana gelir.
Bu alanlarda gelişecek bir enfeksiyonun ise komplikasyon riski daha fazladır.
Sonuç olarak,
Kedi ısırığı nedenli yüz ve ellerde gelişen enfeksiyonlar sinirlere ve damar sistemine daha yakın olması sebebiyle tedavinin daha karmaşık ve uzun süreli olmasına neden olabilir.
Isırılma Durumunda İlk Yapılacaklar
Bir hayvan ısırığı söz konusu olduğunda mutlaka vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir.
Ancak,
Öncesinde ısırılmayı takiben en kısa zamanda yara yerini bol su ve sabun ile yıkayın. Bunun için özellikle kimyasal dezenfektanlar yerine, özellikle el sabunu tavsiye edilmekte.
Ek olarak yara yerini hidrojen peroksit, yani daha yaygın kullanılan ismiyle oksijenli su ile temizleyin.
Sağlık kuruluşunda sizi değerlendiren hekim, yaranın ciddiyetine, ısırılma bölgesine ve ısıran hayvanın türüne göre size tetanoz ve/veya kuduz aşısı önerecektir.
Aşılarınızı ihmal etmeyin,
Tetanoz ve kuduz tedbir alınmazsa ölümcül olan çok ciddi enfeksiyonlardır.
Bu esnada aklınızda bulunsun,
Kuduz aşısı ülkemizde sadece kamu hastanelerinde uygulanmaktadır.
Unutmayın, Kedi Sahibi Olmak Kalbe İyi Geliyor
Bu yazıda hayatın normal akışında karşılaşabileceğimiz bir potansiyel riskten bahsettim sadece;
Aman ha sakın o tatlı patilere karşı bir önyargı oluşmasın!!!
Kedilerin sıcaklığı, sevimliliği ve oyun dolu halleri yaşamımıza her zaman renk katıyor ve katmaya devam edecektir.
Sevecenlik ve masumiyete ek olarak içtenlikle dolu özel varlıklar olan kediler,
Sadece ruhumuza değil aynı zamanda kalbimize de şifa oluyor.
Bu bir kanaat değil, bilakis bilimsel verilere dayanan bir gerçek!!!
“Kedi Sahibi Olmak Kalbe İyi Geliyor” başlıklı yazımdan bu konunun detaylarını öğrenebilirsiniz…