Yaşam Bilimleri
Keleştemur: "Stratejik öneme sahip projelerin desteklenmesine öncelik vereceğiz"
Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur “Akademik, fiziksel ve araştırma altyapısı uygun olan üniversitelerimizde belirlenen konularda TÜSEB destekli Araştırma Merkezleri kurmayı da planlıyoruz. Bu merkezlerde ağırlıklı olarak dönüşümsel tıp konularında projeler yürütülecektir.” Dedi.
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’nın (TÜSEB) kuruluş amacı ve çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?
TÜSEB’in kuruluş amaçlarını, 6569 sayılı ilgili kanunda açıkça belirtildiği üzere, Türkiye'de sağlık bilimi ve sağlık teknolojisi alanlarında Ar-Ge yapmak, bu araştırma çalışmalarını teşvik ve organize etmek, finansal destek sağlamak ve bilim insanı yetiştirmek olarak özetleyebilirim.
TÜSEB’in biri İstanbul Koşuyolu’nda, diğeri Ankara Mamak’ta (Mavi Göl) olmak üzere iki yerleşkesi bulunmaktadır. Koşuyolu yerleşkesinde obezite ve diyabet gibi kronik hastalıklar konularında Ar-Ge çalışmalarının yapılacağı bir temel bilim araştırma merkezi kurulacaktır. TÜSEB Ar-Ge proje destekleri programlarının yürütüleceği birimimiz de Koşuyolu yerleşkesinde yer alacaktır. Ankara Mavi Göl yerleşkemizde ise Aziz Sancar Araştırma Merkezi bulunmaktadır. Burada Aziz Sancar hocamızın yanında yetişmiş eski öğrencileri ile birlikte Aziz hocamızın çalışma alanlarında araştırmalar yapabilmek amacıyla Kronobiyoloji ve Onarım Mekanizmaları Laboratuvarı kurulacaktır. Ayrıca, ülkemizi genom çalışmaları alanında çok daha ileri seviyeye çıkaracak olan Türkiye Genom Projesi de Aziz Sancar Araştırma Merkezi’nde yürütülecektir. Merkezimizin bu proje için gerekli olacak altyapı ihtiyaçları belirlenmiş ve tadilat çalışmalarına başlanmıştır. Mavi Göl yerleşkesinde ayrıca Kanser Araştırma Merkezi kurulması yönünde çalışmalara da başlamış durumdayız.
Aziz Sancar hocamızın adına başlattığımız TÜSEB Aziz Sancar Bilim, Hizmet ve Teşvik ödülleri, geçtiğimiz sene TÜSEB tarafından düzenlenen IV. Türk Tıp Dünyası Kurultayı sırasında ilk sahiplerini bulmuştur. Yurtdışında ve yurtiçinde benzer konularda çalışan 500’den fazla Türk bilim insanını bir araya getirdiğimiz Türk Tıp Dünyası Kurultaylarını her yıl ayrı bir tema ile gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Geçtiğimiz sene aşı, genom ve sağlık politikaları Kurultayın ana konularıydı. Hazırlıklarına şimdiden başladığımız V. Türk Tıp Dünyası Kurultayı’nda tema kronik hastalıklar olarak belirlenmiştir.
TÜSEB projeleri ve destek çalışmalarıyla kamuoyunun dikkatini çekti, bizleri bu çalışmalarla ilgili aydınlatır mısınız?
Dünyadaki diğer eşdeğer kurumlarda olduğu gibi, TÜSEB de bizzat Ar-Ge yapmak yerine, üniversite ve endüstri tarafından yürütülecek Ar-Ge çalışmalarını destekleme politikasını benimsemiştir. Genel olarak temel bilimler, dönüşümsel tıp, kişiye yönelik tıp ve biyoteknoloji alanlarında proje destekleri vereceğiz. Araştırma projeleri destek programlarına başlamak için gerekli olan mevzuat çalışmaları tamamlanmak üzere. 2018 yılından itibaren sağlık bilimi ve sağlık teknolojisi alanlarında proje destekleri vermeye başlayacağız. Proje çağrılarında yer alacak konular, ülkemizin ve dünyanın sağlık alanındaki öncelikli ihtiyaçları göz önüne alınarak, enstitülerimizin Bilim Kurulları tarafından belirlenecektir. Yerel aşı, plazma-plazma ürünleri ve ilaç üretimi gibi stratejik öneme sahip konulardaki projelerin desteklenmesine öncelik verilecektir. Bunun yanı sıra akademik, fiziksel ve araştırma altyapısı uygun olan üniversitelerimizde belirlenen konularda TÜSEB destekli Araştırma Merkezleri kurmayı da planlıyoruz. Bu merkezlerde ağırlıklı olarak dönüşümsel tıp konularında projeler yürütülecektir.
Uluslararası bilimsel işbirliklerinin kurulmasına da büyük önem veriyoruz. Yurtdışında sağlık alanında çalışan çok sayıda başarılı Türk bilim insanımız mevcut. Bu araştırmacılarımızın tecrübelerinin ülkemize kazandırılması için TÜSEB olarak neler yapabileceğimiz ile ilgili çalışmalara da bir yandan başlamış durumdayız.
TÜSEB bünyesinde resmi olarak kurulan Türkiye Biyoteknoloji Enstitüsü hakkında bilgi verir misiniz?
Türkiye Biyoteknoloji Enstitüsü, sağlık bilimi ve biyoteknolojisi alanında hizmet verecek araştırma merkezlerini kurmak ve var olanları desteklemek, üniversiteler, kamu ve özel sektör işbirliğini teşvik ederek ürüne yönelik Ar-Ge faaliyetlerini koordine etmek, proje çağrıları ile araştırmacılara proje desteği sağlayarak biyoteknoloji ekosistemini ülkemizde geliştirmek amaçları ile kurulmuştur. Bu amaçlara yönelik olarak, genetik temelli nadir hastalıklar, kompleks hastalıklar ve kanserlerin erken tanısının ve kişiye özgü tedavi uygulamalarının önünü açacak Türkiye Genom Projesi geçtiğimiz Aralık ayında pilot fazı ile başlatılmıştır. Bu enstitümüzün diğer faaliyetleri arasında, ülkenin öncelikli ihtiyacı olan biyoteknolojik ürünlerin (aşı, ilaç, monoklonal antikorlar, plazma ve ürünleri, vb.) yerli üretimlerinin yapılması, tıbbi cihaz ve tanı kitlerinin geliştirilmesi, rejeneratif tıp, kök hücre, gen ve hücresel tedavi faaliyetleri için projelere destek sağlanması, genç bilim insanlarının yetişmesini sağlamak için uluslararası işbirliği ve ortak çalışmalara öncülük yapılması bulunmaktadır.
Bu çalışmaların gerçekleştirilmesi amacıyla, enstitümüzün yönetmeliği 1 Aralık 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelikte belirtildiği üzere, enstitü bünyesinde birimler ve birimler dahilinde bilim kurulları oluşturulacaktır. Şu an enstitümüz bünyesinde iki birim; Aşı Birimi ve Genom ve Biyoenformatik Birimi faal durumda ve bu birimlerimizin Bilim Kurulları aktif olarak çalışmalarını yürütmektedir. Bu yıl içerisinde ise Farmasötik ve Biyofarmasötik Ürünler Birimi’ni faal duruma geçirmeyi ve Bilim Kurulu’nu oluşturmayı planlamaktayız.
Türkiye Biyoteknoloji Enstitüsü olarak gençler için kariyer olanakları da sunacak mısınız? Sunacak iseniz biraz bilgi verir misiniz?
TÜSEB, sağlıkta Ar-Ge çalışmalarını fonlayacak ve koordine edecek bir kurumdur. Bu sebeple, bünyesinde Ar-Ge çalışmalarında görev almak üzere nitelikli iş gücünü istihdam edecek ve gerektiğinde bu personelini TÜSEB’e bağlı Ar-Ge merkezlerinde ve/veya TÜSEB tarafından desteklenen projelerde görevlendirerek bilimsel çalışmalara katkı sağlayacaktır. Ayrıca, lisansüstü eğitimlerini yurtdışında gerçekleştirmiş olan nitelikli kişileri istihdam ederek, sağladığımız imkanlarla sağlık alanında yaşanan beyin göçünü de geriye çevirmeyi amaçlamaktayız. Bununla birlikte, yurtdışında sağlık alanında önemli başarıları olan kurum ve kuruluşlarla işbirliği protokolleri yapılarak, TÜSEB personellerinin bu kurum ve kuruluşlarda eğitim almasını sağlayacağız. Bu personelimiz daha sonra benzer Ar-Ge çalışmalarının ülkemizde yapılması için gerekli olacak altyapının kurulmasında görev alacaklardır.
Bu bağlamda, Türkiye Biyoteknoloji Enstitüsü bünyesinde istihdam edilmek üzere 2017 yılı içerisinde 3 ayrı işe alım ilanına çıkılmıştır. Şu ana kadar enstitümüz bünyesinde 5 araştırmacı (doktora mezunu) ve 5 uzman (yüksek lisans mezunu) istihdam edilmiştir. İki uzmanımızın da işe başlaması için gerekli olan prosedürler devam etmektedir.
2018 yılı içerisinde Türkiye Genom Projesi’nde görev almak üzere biyoloji, moleküler biyoloji ve genetik, tıbbi biyoloji, biyoteknoloji, biyoenformatik gibi alanlarda eğitim almış nitelikli personel istihdamı yapılacaktır.
Benzer şekilde, önümüzdeki beş sene içerisinde aşı, farmasötik ve biyofarmasötik ürünler, biyomedikal ve tıbbi cihaz, mikrobiyoloji-immünoloji ve enfeksiyon hastalıkları konularında deneyimi olan akademik personel (uzman ve araştırmacı) Türkiye Biyoteknoloji Enstitüsü bünyesinde görev almak üzere işe alınacaktır.
TÜSEB’in Türkiye Genom Projesi'ne yönelik çalışmalar yürüttüğünü biliyoruz. Hangi aşamadayız bu projede?
Genombilim çalışmalarını ulusal ölçekte ve dünyadaki örnekleri ile rekabet edebilecek kalitede gerçekleştirme konusuna büyük önem veriyoruz. Bu sebeple, Mavi Göl yerleşkesi Aziz Sancar Araştırma Merkezi’nde Türkiye’nin uluslararası standartlarda tasarlanan ilk kapsamlı Genom Merkezini kurmak için gerekli altyapı çalışmalarına başlanmıştır. Aralık 2017 itibariyle de Türkiye Genom Projesi’ni hayata geçirmiş bulunmaktayız. Bu projenin ilk aşaması olarak pilot bir çalışma ile gerekli laboratuvar ve cihaz altyapısının oluşturulması ve projede görev alacak TÜSEB personelinin eğitilmesi amaçlanmıştır. Bu pilot projede, öncelikle sağlıklı bireylerden alınacak kan örneklerinden DNA’lar izole edilerek tüm genom dizilemesi ve biyoenformatik analizleri yapılacaktır. Bu pilot proje için kan örneklerinin toplanmasına Mart ayı içerisinde başlanacak ve pilot proje Haziran 2018 tarihinde sonuçlanacaktır. Daha sonrasında, projenin ölçeği arttırılarak sağlıklı bireylerin genom analiz çalışmalarına devam edilecektir. Eş zamanlı olarak ve önümüzdeki 5 sene boyunca, TÜSEB proje destek programları kapsamında öncelikle kanser, nadir hastalıklar ve kompleks hastalıklar için hasta ve kontrol gruplarından örneklerin toplanması ve genom analiz çalışmalarının yapılması amacıyla proje destekleri verilecektir. Böylece, en az 100 bin vatandaşımızın genom dizilemesi ve analizini yaparak, toplumda yaygın olarak görülen kompleks hastalıklara, nadir hastalıklara ve kansere yatkınlığa neden olan genetik varyasyonlarını belirlemeyi amaçlamaktayız.
Türkiye Genom Projesi’nin elbette uzun vadeli sonuçları ve ülkemize önemli sağlık kazanımları da olacak. Örneğin, Türkiye Genom Projesi kapsamında “ulusal bir genom veri kaynağı” oluşturacağız ve elde edilen veriler ile ülkemizdeki sağlık hizmetlerinin kalitesinin artmasını sağlayacağız. TÜSEB Sağlık Politikaları Enstitümüz şimdiden elde edilecek bu genomik bilgilerin sağlık sistemine uyarlanması ile ilgili çalışmalara başlamıştır. Ayrıca, bu Proje çıktıları kullanılarak “Kişisel tıp” olarak bilinen ve sağlık sorunlarını bireysel düzeyde ve en etkin yolla çözmeyi amaçlayan tanı ve tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi de mümkün olacaktır.
Başka hangi projeler planlanıyor?
TÜSEB’in aşı konusunda yapmayı planladığı; proje destekleri ile mevcut altyapıları güçlendirmek ve yeni aşı Ar-Ge merkezlerinin kurulmasını sağlamak ve üniversitedeki bilgi birikimiyle diğer kamu ve özel sektördeki bilgi ve tecrübeyi birleştirerek, aşı konusunda önemli adımlar atmaktır. Böylece, yerli aşı üretimini teşvik ederek, aşı ithalatını azaltacağız. Ülkemizin ekonomik olarak bu ithalat külfetinden kurtulmasını sağlayacağız.
Yerli aşı üretimi konusunda önemli çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Öncelik olarak ülkemiz açısından stratejik öneme sahip Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına yönelik viral aşıların üretilmesi amacıyla ülkemizde ilk defa virüs izolasyonundan başlayarak Faz 1 çalışmalarının yapılacağı laboratuvarlar bir üniversitemizde TÜSEB tarafından desteklenmeye başlanmıştır. Benzer şekilde, belirlenen ve altyapıları kurulmuş veya kurulma aşamasında olan üniversite ve merkezlerde diğer aşıların Ar-Ge ve üretim çalışmalarının yapılacağı TÜSEB destekli Araştırma Merkezlerinin kurulması planlanmaktadır.
Bunun yanı sıra, Türkiye Biyoteknoloji Enstitüsü bünyesinde 2019 yılı itibariyle ilaç Ar-Ge ve üretim çalışmaları, biyomedikal ürünlerin ve tıbbi cihazların geliştirilmesi ve enfeksiyon hastalıkları konularında da üniversitelerimizin ve mevcut merkezlerin ihtiyaçları belirlenerek, proje destek çağrılarına çıkılacak ve bu
alanlarda uluslararası standartlarda ürüne yönelik çalışmaların yapılması teşvik edilecektir.
TÜSEB himayesinde düzenlenen "Biyoteknolojik İlaçlarda Gelecek ve Türkiye" sempozyumu ile ne amaçlanmak isteniyor?
Daha önce belirttiğim üzere, Türkiye Biyoteknoloji Enstitüsü bünyesinde kurulacak olan birimlerden birisi de Farmasötik ve Biyofarmasötik Ürünler Birimi. Bu birimi, 2018 yılı içerisinde yapılandırmayı hedeflemekteyiz. Bu sebeple, 19-20 Nisan 2018 tarihlerinde TÜSEB’in himayesinde gerçekleştirilecek olan bu Sempozyum, bu birimimizin kuruluş çalışmaları sırasında, biyoteknolojik ilaç Ar-Ge ve üretimi konularında ülkemizin bulunduğu mevcut durumu tespit etmek, üniversitelerimizin ve endüstrinin bu alandaki ihtiyaçlarını belirlemek, Sempozyum katılımcılarına TÜSEB’i tanıtmak, biyoteknolojik ilaç Ar-Ge’si konusunda TÜSEB’in yapmayı planladıklarını anlatmak ve araştırma yapan kurumların TÜSEB’ten beklentilerini öğrenmek açısından önem arz etmektedir.
Sempozyumla eş zamanlı gerçekleşecek olan PharmaNEXT ve Biotecnica Fuarlarında TÜSEB de standı ile yer alacaktır. Böylece fuar katılımcılarına da ulaşarak, basılı malzemeler ile ve TÜSEB personeli tarafından sağlıkta Ar-Ge politikalarımız ile ilgili bilgiler vereceğiz. Ayrıca, Türkiye Biyoteknoloji Enstitüsü’nde genom, aşı, farmasötik alanlarında çalışmak isteyen yüksek lisans/doktora mezunu genç bilim insanları da bu standa uğrayarak özgeçmişlerini bırakabilecekler. Nitelikli özgeçmiş sahipleri, fuar alanında TÜSEB için ayrılacak olan görüşme odalarında Enstitü başkanımız ve TÜSEB araştırmacı ve uzmanları ile birebir görüşme imkanı bulabileceklerdir.