Biomedya - Biyoteknoloji & Yaşam Bilimleri

Ekibin Scientific Reports dergisinde yayınlanan çalışması, Ocak 2008 ile Aralık 2017 arasında küçük HER2 pozitif meme kanseri teşhisi konan tüm Saskatchewan kadınlarının tıbbi kayıtlarını inceledi. Meme kanserlerinin en agresifleri arasında HER2, insan proteini için adlandırılmıştır.

USask Tıp Fakültesi'nde profesör ve onkoloji bölüm başkanı olan Dr. Shahid Ahmed, “HER2-pozitif meme kanseri, yüksek nüks riski ile ilişkilendirilmiştir” dedi. 

Dr. Ahmed, ameliyattan sonra kemoterapi ile birlikte 12 aylık bir trastuzumab tedavisinin, bir santimetreden büyük veya lenf düğümlerine yayılmış erken evre HER2 pozitif meme kanseri tümörleri için standart tedavi olduğunu söyledi.

Bununla birlikte, başlangıç ​​bölgesinin ötesine yayılmamış (metastaz yapmış) daha küçük HER2-pozitif tümörler için adjuvan (ameliyat sonrası) trastuzumab tedavisinin yararı, lenf düğümlerine iyi bilinmemektedir.

Dr. Ahmed'in ekibi, sağlık kayıtlarını kullanarak, 10 milimetreden küçük, erken evre, metastaz yapmayan HER2 pozitif meme kanseri olan 91 kadını belirledi. Genel olarak, tümörleri çoğunlukla 5 mm'den büyük olan 39 hasta adjuvan trastuzumab ve kemoterapi alırken, daha küçük tümörleri olan 52 hasta ameliyat sonrası trastuzumab almamıştı.

Dr. Ahmed, örneklem büyüklüğü küçük olsa da çalışmanın popülasyon temelli olduğunu ve seçim yanlılığı olmadığını ve 10 yıllık bir süreyi kapsadığını söyledi. 

Dr. Ahmed, "Çalışmamız, HER2 pozitif tümörü bir santimetreden daha az olan ve nod negatif olan kadınların düşük nüks oranına sahip olduğunu gösterdi. Ancak, adjuvan trastuzumab alanların risk tekrarında daha fazla azalma oldu. Örneğin, adjuvan trastuzumab almayan kadınların tekrarlama riski dört kat daha fazlaydı.” şeklinde aktardı.

Genel olarak, trastuzumab grubundaki kadınların yüzde 97'sinde 10 yıl sonra meme kanseri nüksü görülmedi, bu oran tedavi almayanlarda yüzde 88'di.

Dr. Ahmed, bu retrospektif kohort çalışmasının analizinin, hasta yaşları ve diğer riskler gibi faktörleri hesaba katarak, bulguları randomize bir çalışmanın sonuçlarına mümkün olduğunca yakın hale getirmek için istatistiksel olarak ayarlandığını söyledi.

Küçük tümörler için adjuvan trastuzumabı tercih eden çalışmanın bulgularının, 5 mm'den büyük tümörleri olan genç kadınlarda kanser nüksü riskini azaltmak için daha sık kullanılmasına yol açacağını tahmin ediyor.

Bununla birlikte, adjuvan trastuzumabın kullanımını düşünürken tedavi toksisitesi önemli bir husus olduğundan, incelenmesi gereken kilit nokta, tedavi süresinin mevcut 12 aydan altı aya kısaltılıp kısaltılmayacağıdır, dedi.

Makale:nature.com