Yaşam
HIV Hastası Bir Kadın Kordon Kanı Nakli İle İyileşti
New York Hastası olarak bilinen şahıs, bir donörden kök hücre nakli aldıktan sonra HIV'in remisyonuna ulaşan üçüncü kişi ve ilk kadın oldu. Vaka potansiyel olarak HIV hastaları için tedavi yolunu açabilecek olsa da tedavi riskli ve geliştirilmesi son derece zor.
Doktorlar, HIV'e dirençli kök hücre naklinden sonra antiretroviral tedaviyi bırakan hastayı bir yıl boyunca gözlemlediler. Bu süreç boyunca hastanın vücudunda HIV'e dair herhangi bir tespit edilebilir iz kalmadığını bildirildi. Bu da hastanın remisyona ulaştığı anlamına geliyor.
Ekip vakayı CROI 2022 konferansında sundu.
2013 yılında HIV-1 teşhisi konan kadın, plasenta ve göbek kordonunda kalan kan olan kordon kanı naklinden alınan kök hücreler kullanılarak lösemi tedavisi görüyordu. Bu durumda, kordon kanı akraba olmayan bir yenidoğandan geldi, ancak genetik olarak hastayla eşleştirildi. Ayrıca hücreleri HIV enfeksiyonuna dirençli kılan nadir CCR5-delta32/32 mutasyonunu da içeriyordu.
Kadın yetişkinlerden kök hücreler alıp HIV'li insanlar için yaygın olarak kullanılan ve viral yüklerini tespit edilemez seviyelere indiren, uzun ve sağlıklı yaşam sürmelerini sağlayan antiretroviral ilaçlar alıyordu. Hasta kök hücre nakli sonrasında antiretroviralleri bıraktı, ancak virüsün seviyeleri tekrar yükselmedi. 14 ay geçmesine rağmen de virüs tespit edilemez kalmaya devam etti. Bu da remisyonda olduğunu kanıtlıyor.
San Francisco'da bulunan California Üniversitesi'nde AIDS uzmanı olan Dr. Steven Deeks New York Times’a, “Melez olması ve bir kadın olması bilimsel açıdan gerçekten önemli ve toplum üzerindeki etkisi açısından gerçekten önemli” açıklamasında bulundu.
Önceki iki vakada kemik iliğinden elde edilen kök hücreler ve kan kök hücreleri kullanılırken bu vaka için kordon kanı kullanıldığından bu çalışma epey önemli. Ekip, kordon kanının vücut tarafından kemik iliğine kıyasla daha kolay kabul edildiği için komplikasyon ve vücudun nakli reddetme olasılığının daha az olduğunu söyledi. Teoride bu, HIV remisyonunu sağlamak için gereken riskli tedaviyi biraz daha
UCLA’nın Tıp Fakültesi’nden Prof. David Geffen yaptığı açıklamada, “Yetişkin donör graftları, başlangıçta birçok hücre ve hızlı aşılama sağlar, ancak doku uyumluluğu, graft-versus-host hastalığı [GVHD]* riskine yol açan bir sorun olabilir. Göbek kordonu kanı graftlarının hücre dozu daha düşüktür ve aşılanmaları daha uzun sürer, ancak hazır bulunabilirlik için saklanabilirler ve GVHD için daha az risk oluştururlar. Kombinasyon ile yetişkin graft, kord grefti devralana kadar hızlandırılmış engraftrasyon sağlar” dedi.
*Graft-versus-host hastalığı (GVHD), donörden alınıp hastaya kök hücrelerle birlikte verilen sağlıklı T-lenfositlerin aracılık ettiği şiddetli immünolojik reaksiyon sonucu organ fonksiyon bozukluğu ile giden karmaşık bir klinik sendromdur.
Makale:iflscience.com