Aslı Nur Akaydın
Araştırmaya Göre Yediğiniz Besinler Depresyon Riskinizi Değiştirebilir
Molecular Psychiatry’de yayınlanan son araştıma yüksek yağlı bir keto-diyet denemek konusunda heyecanlı olanlar için üzücü haberler içeriyor. Makaleye göre, yüksek yağlı diyet vücutta dışarıdan göründüğünden çok daha fazla değişime yol açabilir: bağırsaklarda yaşayan bakteri kolonilerinde esaslı değişiklik yapabilir ki bu da davranışları etkileyebilir.
Makalenin arkasındaki ekibin başındaki Harvard Tıp Okulu’ndan bir profesör olan Dr. C. Ronald Kahn, çoğunlukla birlikte görülen obezite, diyabet, anksiyete ve depresyon arasındaki ilişkiyi araştırmak istedi. Ufak ama gelişmekte olan birçok araştırma sonucu ruh sağlığının güçlü bir şekilde bağırsaktaki bakterilerden etkilendiğini ortaya koymuştu bu nedenle Kahn ve ekibi obeziteyi tetikleyen diyetlerle beslenen farelerin bağırsak bakterilerini inceleyip davranışlar tarzlarını gözlemlediler.
“Fareleri yüksek yağ içeren bir diyetle beslediğinizde daha fazla anksiyete ve depresiflik içeren davranışlar sergiledikleri görüldü.” dedi Kahn.
Kahn’nın araştırması fiziksel sağlık ile ruh sağlığının arasındaki beklenmedik bağlantının besinleri sindirmemize yarayan sindirim kanalındaki 10 ile 100 trilyon bakteriye dayandığını belirtiyor. Bu bakteriler- bir diğer isimleri de mikrobiyomdur- birçok farklı kaynaktan geliyorlar; bazıları doğumdan beri var, bazıları zamanla gelişiyorlar ve diğerleri ise besinler yoluyla alınıyor. Aynı zamanda Joslin Diyabet Merkezi’nde Bütünleyici Fizyoloji ve Metabolizma bölümünde eşbaşkan olan Kahn, besinlerinin yıkımına yardımcı olarak bakterilerin bazı belirli metabolitlerin-hormon ya nörotransmitter gibi bileşikler- üretimine destek olduğunu ve beyinin bunları hücreler arası sinyal iletiminde taşıyıcı olarak kullandığını açıklıyor. Ve beyinin sinyal iletme yeteneğine müdahale edilmesi diğer birçok sürecin de ters gitmesine yol açabilir.
Grafik açıklama: 2004’ten beri Google’da “Mikrobiyom” kelimesinin aratılma etkinliği. Beyin aktivitesine ve duygu durumuna etkilerinin olabileceğini araştırmanın ortaya koyduğu mikrobiyomun çekimine gittikçe daha fazla insan kapılıyor.
“Bakterinin bunu yapması başka türlü katılamayacak belirli metabolitlerin kan akımına katılmasına yardımcı oluyor.” diye ekliyor. “ Böylece ferelerin kan metabolitlerini ve hatta beyin metabolitlerini ölçtük ve yüksek yağlı bir diyete geçtiğinizde kan ve beyindeki metabolitlerin değiştiğini gösterdik.”
Deneylerde, bir grup fare yüksek yağlı bir diyetle beslendi, bu diyette kalorinin yüzde 60’ı yağdan geliyordu. Daha huzursuz olduğu görülen farelerin karanlık ortamda aydınlık ortama göre daha fazla vakit geçirmeyi seçtikleri, aydınlık-karanlık araştırma modeli gibi belirli deneylerle bu fareleri anksiyete ve depresif davranışlar açısından değerlendirdiler.
Aynı zamanda 116 metabolitin seviyesini ölçtüler ve yağlı besinlerle beslenen farelerde beyinde BDNF isimli bir sinyal proteinin iki kat daha fazla olduğunu keşfettiler. Diğer çalışmalar artmış BDNF sinyaliyle “sosyal yenilgi” gibi depresyon risk faktörleri arasında bir bağlantı kurdular.
Fotoğrafın açıklaması: Araştırmacıların anksiyeteyi ölçmede kullandıkları bir yöntem, fareleri karanlık ve aydınlık birer bölmesi olan bir kutuya koymaktır. Bu çalışmada, yüksek yağlı bir diyetle beslenen huzursuz fareler karanlık bölgede vakit geçirdiler.
Deneyin diğer bölümünde, bu fazla yağlı farelerden bazılarına mikrobiyomlarını etkilemenin davranışlarına nasıl bir etkisi olacağını belirlemek için, belirli bakterileri öldürmeyi hedefleyen bir dizi antibiyotik uyguladılar. Bunu yaptıklarında, depresif davranışların gerilediğini ve metabolit seviyelerinin de buna bağlı olarak değiştiğini gördüler. Benzer durum insanlar için de geçerli ancak bunu takip eden çalışmalarının da yapılması gerekecek.
İnsanlarda zihin-bağırsak arasındaki ilişkiye dair daha fazla şey öğrendiğimiz için Kahn antibiyotiklerin kesinlikle duygu bozukluklarını düzenlemede cevap olmayacağı konusunda ısrarlı. Çalışmasında gösterilen duygu durumunda kısa süreli değişimlerin de - düşünün: çok fazla şeker yeme sonrası enerji düşüşü- mikrobiyomla bir ilgisi yok. Bunun yerine, çalışması beslenme düzeninizi değiştirmek – özellikle de yüksek yağlı diyetlerle- bağırsağınızdan beyninize vücudunuzun çalışması üzerinde ciddi etkileri olabilir.
Etkili beslenme düzeni değişimlerine ek olarak, belirli metabolit düzeylerini geliştirmek için mikrobiyomunuzu düzenlemenin yolları olabilir, diyor Kahn.
“Bu süre içinde; insanlar normal diyet değişimleri aracılığıyla ya da probiyotik veya pre-biyotikler alarak bakterileri ve metabolitleri arttırmak amacıyla beslenme diyetlerini değiştirmeyi düşünebilirler.” diyor Kahn.
Çeviri: https://www.inverse.com/article/46087-microbiome-high-fat-diet-depression