Aslı Nur Akaydın
Bakterilerin insan beyninde yaşamaları mümkün ve bunun akıllara durgunluk veren bazı sonuçları olabilir!
Bakteriler her yerdeler; bu sabah dokunduğunuz kaygan merdiven tırabzanlarından okyanusların diplerine dek, bağırsak kanalınızda mutlu yaşamlarına devam eden trilyon dolusu bakteriyi de unutmayalım. Ancak, uzun süredir sağlıklı bir insan beyninin bakteri dünyasından uzakta güvenli bir sığınak olduğu düşünülüyordu.
Şimdi ise, devrim yaratıcı bir potansiyel taşıyan bir araştırma, beynimizde bakterilerin var olduğunu ortaya koyuyor ve bu akıllara durgunluk verecek bazı sonuçlar doğurabilecek bir keşif. Bu ön çalışma kesin olarak doğruysa, bağırsak bakterilerinin beynimizin işlevleri, davranışlarımız ve duygularımız üzerine olan bariz etkisini de açıklayabilir.
Alabama Üniversitesi’nden bir grup nörobiyolog, ön çalışmalarının bulgularını Society for Neuroscience’ın yıllık toplantısında sundular.
Beyinin kendi mikrobiyotasına sahip olduğu fikri bir süredir ortalıkta dolaşmaktaydı, ancak bilim insanları şimdiye kadar sağlam kanıtlar elde edememişlerdi. Bu çalışmada, 34 insan beyni otopsisinden örnekleri incelediler – Science’a göre bunların yarısı şizofreni hastalarına aitti- ve tüm beyinlerin değişen miktarlarda çubuk şekilli bakteriler içerdiğini keşfettiler. Bakterilerin çoğu substantia nigra, hipokampüs ve prefrontal korkteksteydi, az miktarı da striyatumdaydı.
“İnsan ya da hayvanlarda; bakteriler, beyine bağırsaktan veya genizden gelip yerleştikten sonra yaşamlarına devam ediyorlarsa, bu kesinlikle devrim yaratacak bir şey.” diye söyledi Birmingham’daki Alabama Üniversitesi’nden başyazar Dr. Rosalinda C Roberts.
Bakterilerin varlığının, ölümden sonra bağırsak bakterilerinin beyne sızmış olmalarından kaynaklanma olasılığını ortadan kaldırmak için araştırmacılar daha sonra tamamen aynı süreçten geçirilmiş olan steril farelerin beyinlerini incelediler ve bakterilerle bir kontaminasyon olmadığını buldular. Bu -kesin olmamasına rağmen- insan beyinlerinin ölümden sonra kontaminasyon dolayısıyla bakteri içermediklerini gösteriyor.
Belki de hepsinden ilginç olanı, bakteriler bağırsakta görülenlerle aynı tür bakterilerdi; Firmicutes, Proteobacteria ve Bacteroidetes gibi.
Beyinde bakterilerin tespit edilmesi, özellikle de beynin kan damarlarının yakınında bir sınır görevi görerek beyini istenmeyen istilacılara karşı koruyan bir hücreler duvarı olan kan-beyin bariyerinden ötürü daha da merak uyandırıcı. Eğer bakteri gibi herhangi bir patojen bu bariyeri aşabiliyorsa hayati tehlike oluşturan bir iltihaba yol açabilir. Ancak bu yeni keşfedilen bakterilerin görünüşe göre böyle bir etkisi yok.
Öyleyse, bu bakteriler beyine nasıl girebildiler? Bağırsaktan mı geldiler? Beyin aktivitesine bir şekilde etki ediyorlar mı? Araştırmanın henüz erken aşamaları olduğundan, bilim insanları bu soruların hiçbirine kesin cevap veremiyorlar. Yine de, “beyin mikrobiyomu” hakkında yapılacak ileri çalışmalarla bakteriler bağırsaklarımız ve beyinlerimiz arasındaki derin ve gizemli ilişkinin sırlarını aralamayı umut ediyorlar.
“Bu çalışmalar henüz başlangıç aşamasında” diye uyarıyor Roberts. “Bu sonuçlar karşısında temel olarak iki tepki verdim: dizginlenemez bir heves ve temkin. Tüm bilimsel çalışmalarda geçerli olduğu gibi, bunların da detaylı olarak gözden geçirilip yayınlanması ve şüphelerin ortadan kaldırılması için tekrarlanmaları gerekecek.”
Çeviri: https://www.iflscience.com/health-and-medicine/bacteria-might-live-in-the-human-brain-and-that-has-some-mindblowing-implications/