Ekoloji
Anemon Balıklarının Üremelerine Kimyasal Kirlilik Engeli
Vücudun hormonlarının işleyişine müdahale eden endokrin bozucu kimyasallar hayvanlarda normal üremeyi engelleyebiliyor. Bisfenol A ve 17a-Etinilestradiol (EE2) bu yapıdaki iki yaygın kimyasaldır. BPA bir endokrin bozucudur ve su şişeleri gibi birçok farklı plastikte bulunur. Doğum kontrol haplarında yaygın olarak bulunan EE2, okyanusa insan atıklarından, üretim tesislerinin ve hastanelerin atık sularından girer.
Rhodes grubunda eski bir lisans araştırmacısı olan Jose Gonzalez; "Örneğin Endonezya'da çok fazla çöpün altında bulunan güzel mercan resifleri var, bu nedenle suya giren her şey balıkları etkiliyor." dedi. Psikoloji profesörü Justin Rhodes (GNDP), " Bu kirleticilerin tatlı su balıkları , sıçanlar, fareler ve hatta insanlar gibi hayvanları dişileştirme eğiliminde olduğunu ortaya koyan daha önce yapılmış çalışmalar var, ancak cinsiyeti tamamen çevre tarafından belirlenen bir balık üzerindeki etkilerini kimse araştırmadı."dedi.
A. ocellaris , bir alfa dişi, bir beta erkek ve alt sıralarda üremeyen erkeklerle küçük gruplar halinde yaşar. Cinsiyetleri genetik olarak programlanmamıştır ve bunun yerine çevresel ipuçlarına bağlıdır. Dişi gruptan çıkarılırsa veya erkekler birlikte eşlenirse erkek dişiye dönüşür. Rhodes grubunda lisans araştırma görevlisi olan Sarah Craig, "Bu balıklara özellikle baktık çünkü erkekten dişiye geçiş yapabildikleri için BPA ve EE2'nin üremeyi nasıl etkilediğini anlamamıza yardımcı oluyorlar." dedi.
Araştırmacılar cinsel olarak olgunlaşmamış erkek balıkları eşleştirdi ve onları günde iki kez normal yiyecekler, BPA içeren yiyecekler veya EE2 ile besledi. Grup başına 9 çift balık vardı ve altı ay boyunca izlendi. BPA ve EE2 miktarı bu kimyasalların çevresel konsantrasyonlarına göre belirlendi. Rhodes grubunda lisans araştırma görevlisi olan Abigail Histed, "Bu balıklar cinsiyetlerini değiştirebildikleri için davranış, beyindeki gen ifadesi ve hormon seviyeleri gibi farklı göstergelere baktık, ilginç bir şekilde, davranış dışında, diğer tüm kategorilerde kadınlaştırıcı bir etki bulduk."dedi.
Araştırmacılar, BPA ile beslenen balıkların testis dokusu olmadığını, dişi balıklar gibi androjen düzeylerinin daha düşük olduğunu ve beyinde feminizasyondan sorumlu genlerin ekspresyonunun arttığını buldular. Şaşırtıcı bir şekilde, dişiler daha agresif olma eğiliminde olsa da BPA bu balıklarda saldırganlığı azalttı. Buna karşılık, EE2'nin etkileri benzerdi, ancak daha az belirgindi.
Rhodes, "Doğada dişiler çok agresiftir ve diğer dişilerin varlığına tahammül etmezler." dedi.Sözlerine devam eden Rhodes; "BPA'nın gonadları dişileştirmesine rağmen, balıkların o kadar agresif olmadığını ve birbirleriyle yaşayabildiğini keşfettik. Bu sonuçlar, beyindeki dişileşmenin gonadal hormonlardan bağımsız olarak gerçekleştiğini gösteriyor." dedi.
BPA'nın etkilerini nasıl uyguladığı hala belirsizdir. Diğer çalışmalarda BPA'nın östrojen reseptörlerine bağlandığı düşünülmüştür. Bununla birlikte, EE2 bir östrojen taklidi olduğundan ve ince etkileri olduğundan, araştırmacılar BPA'nın başka ek etkileri olduğuna inanmaktadır. Rhodes, "BPA diğer hormon reseptörlerini etkiliyor veya androjen sinyallemesine müdahale ediyor olabilir. Farklı etkilerin bir karışımı olabilir ve henüz bilmiyoruz." dedi.
Bununla birlikte, bulguların sonuçları açıktır. Gonzalez, "Bu balıklar cinsiyetlerini yalnızca erkekten dişiye değiştirebilirler. BPA onları vahşi doğada dişiye çeviriyorsa, erkek olmaya geri dönemezler ve bu onların nüfus sayılarını etkileyebilir." dedi.
Araştırmacılar, EE2'nin etkilerini daha fazla araştırmakla ilgileniyorlar. Spesifik olarak, uygulanan seviyelerin yeterince yüksek olmadığından endişe duydukları için daha yüksek EE2 konsantrasyonları kullanmak isteyen araştırmacılar, balıkların tamamen olgunlaşması normalde altı aydan fazla sürdüğü için bu balıkların kaderini daha uzun süre takip etmek isteyorlar.
Kaynak:phys.org