Biomedya - Biyoteknoloji & Yaşam Bilimleri

Araştırmalar aynı zamanda bağırsak mikrobiyotasında önemli değişimler meydana geldiğini ortaya koyuyor. Oruç dönemlerinde bağırsakta baskın hale gelen bakteri türleri, beyinle iletişim kurabilen biyokimyasal bileşikler salgılayabiliyor. Bu durum, bağırsak ve beyin arasında çift yönlü bir etkileşim olduğunu ve orucun ruh hali ile iştah üzerindeki etkilerini açıklayabileceğini gösteriyor.

Uzmanlara göre bu süreç, metabolizmanın farklı enerji kaynaklarına yönelmesiyle başlıyor. Açlık sırasında vücut alternatif yakıtlar kullanmaya geçiyor ve bu değişim, beynin dürtü kontrolü ve duygusal düzenleme merkezlerini etkiliyor. Sonuç olarak stres, yeme isteği ve alışkanlıklarla ilişkili beyin tepkileri yeniden şekillenebiliyor.

Bağırsak bakterilerinin bu süreçteki rolü de giderek daha fazla önem kazanıyor. Oruç sırasında çoğalan bazı mikroorganizmaların ürettiği maddelerin, beyin devreleri üzerinde doğrudan etkili olabileceği düşünülüyor. Bu etkileşim, karar verme süreçleri ve yeme davranışlarının yeniden ayarlanmasına katkı sağlayabiliyor.

Ancak uzmanlar, aralıklı orucun herkes için kesin bir “beyin yeniden programlama” yöntemi olarak görülmemesi gerektiği konusunda uyarıyor. Mevcut çalışmaların büyük bölümü fazla kilolu ya da metabolik sorunları olan bireyler üzerinde yürütülmüş durumda. Bu nedenle radikal oruç yöntemlerini denemeden önce kişisel sağlık durumu mutlaka değerlendirilmeli ve bir uzmana danışılmalı.

KAYNAK:https://scitechdaily.com/