Genetik
Çıngıraklı Yılanlar Uzmanlaşmış Zehirler Evrimleştirebilir
Bir bölge ne kadar ekolojik çeşitliliğe sahipse, oradaki çıngıraklı yılanların da o kadar çeşitli ve ölümcül hemotoksinler taşıyan zehirlere sahip olacağı varsayılır. Ancak Kaliforniya Körfezi’ndeki bir dizi adada yapılan saha çalışması, bu yaygın kabulü sorgulatıyor. 23 Nisan’da Evolution dergisinde yayımlanan bir çalışmaya göre, bazı engerekler (viperlar), son derece çeşitli ortamlarda yaşamalarına rağmen daha az ve daha odaklı toksin içeren zehirler üretiyor olabilir.
Güney Florida Üniversitesi Entegre Biyoloji Bölümü’nden araştırmacılar, Meksika’nın Baja California eyaleti ile ülkenin kuzeybatı anakara kıyısı arasında yer alan Kaliforniya Körfezi’ndeki 11 ıssız adayı ziyaret etti. Yardımcı doçent Mark Margres liderliğindeki ekip, gün batımını bekleyerek çıngıraklı yılanların serinlikte ortaya çıkmasını gözledi. Sonunda, aralarında 1,2 metreyi aşanların da bulunduğu 83 çıngıraklı yılandan zehir örnekleri topladılar.
Zehirler Azaldı, Uzmanlık Arttı
Bu adalar, insan etkisinden büyük ölçüde uzak ve doğanın izole bir şekilde incelenmesi için eşsiz bir alan sunuyor. Margres ve doktora öğrencisi Samuel Hirst, daha büyük adalarda daha fazla biyoçeşitlilik olduğu için zehirlerin daha karmaşık olacağını varsaymıştı. Ancak Hirst, “Tam tersi bir desenle karşılaştık,” dedi.
Yapılan analizler, rekabetin daha az olduğu adalarda çıngıraklı yılanların daha spesifik toksinler ürettiğini ortaya koydu. Bu bulgu, rekabet azaldığında zehirli yırtıcıların belirli avlara daha uygun zehirler geliştirebileceğini gösteriyor. Bu tür bulgular, parçalanan doğal ortamların evrimsel süreçleri nasıl etkilediğini anlamamız açısından büyük önem taşıyor.
Moleküler Evrim ve Antivenomlar
Margres, “Habitat parçalanması, tamamlanmış bir yapbozun bozulmasına benziyor,” diyerek ekosistemlerin bozulmasını görselleştiriyor. “Bütün bir ekosistem bin parçalık bir yapboz gibidir; her parça yerli yerindedir. Ancak parçalanma başladığında bazı parçalar kaybolur veya yer değiştirir ve ortaya çıkan görüntü bozulur. Bu bozulma, ekosistem işlevinin aksamasıdır.”
Bu çalışma yalnızca bakir doğa alanlarıyla sınırlı değil. İnsan kaynaklı çevresel değişiklikler, dünya genelinde milyonlarca yıllık evrimsel süreçleri tersine çevirebilir. Azalan biyoçeşitlilik yalnızca popülasyonları ve besin zincirlerini etkilemekle kalmaz, türlerin moleküler düzeyde evrimleşmesine de neden olabilir.
Araştırma ekibi, ada sistemlerinin habitat parçalanması ve genetik çeşitlilik üzerindeki etkilerini araştırmaya devam etmeyi planlıyor. Ayrıca, toplanan çıngıraklı yılan zehirlerine karşı mevcut panzehirlerin ne kadar etkili olduğunu da test etmeyi hedefliyor. Margres, “Bu sadece çıngıraklı yılanlarla ilgili değil; izolasyon ve biyoçeşitlilik değiştiğinde yaşamın nasıl evrimleştiğini anlamakla ilgili,” diyerek çalışmanın önemini vurguladı.
Kaynak: popsci.com