Genetik
Zeka ve Düşünme Beyinle Sınırlı Değil, Hücrelerde Saklı!
Levin'in öncülüğünde yapılan deneyler, planaryaların başlarını kaybettikten sonra bile önceki deneyimlerini hatırlayarak çevreye uyum sağladıklını ortaya koyuyor. Bu, hücreler arasında zeka ve belleğin dağılmış olabileceği düşüncesini akıllara getiriyor. Zira planaryalar, sadece rejenerasyon yetenekleri değil, aynı zamanda kaybettikleri hafızayı da koruyarak çevresel değişimlere adapte olabiliyorlar.
Bu keşif, bitkilerin de adaptif davranışlar sergileyebildiği gerçeğini ortaya koyuyor. Bitkilerin çevresel ipuçlarına tepki verme, deneyimleri hatırlama ve karar alma yetenekleri, beyin temelli olmayan zeka konusundaki geleneksel görüşleri sarsıyor. Bitkilerin, kendilerini savunma, büyüme ve çevresel koşullara uyum sağlama konusundaki başarıları, zekanın sadece hayvanlara özgü olmadığını düşündürüyor.
Bellek depolama mekanizmaları konusundaki geleneksel görüşler de sarsılıyor. Sinaptik bağlantılarda depolanma fikri, deniz salyangozları üzerinde yapılan deneylerle sarsılıyor. Bu deneylerde, belleğin RNA aracılığıyla aktarılabildiği gösteriliyor, bu da hücreler arasında bellek depolama kapasitesi olabileceğini düşündürüyor.
Sonuç olarak, Michael Levin'in liderlik ettiği bu araştırma, zekanın sadece karmaşık beyinlerle sınırlı olmadığını gösteriyor. Bu bulgular, bilim dünyasında yeni bir dönemin habercisi olabilir. Belki de zeka, vücudumuzun her bir hücresinde saklı, bu da bilim dünyasını temelde değiştirecek bir gerçeği ortaya koyuyor olabilir.
Yazar: Saliha Kaygısız